Giriş
(6)

Algılama güçlüğü

lifeislife5
Biriyle konuşurken sürekli beynimden ''ne söylemem gerekiyor şimdi, kesin saçmalıycam'' diye geçiriyorum. Ve maalesef aynen öyle oluyor. Birisi basit bir soru sorduğunda bile hemen cevap veremiyorum. Ne söylemem gerektiğini düşünüyorum sürekli. Düşünmeden cevap veremiyorum. Algılamada çok güçlük çek
Biriyle konuşurken sürekli beynimden ''ne söylemem gerekiyor şimdi, kesin saçmalıycam'' diye geçiriyorum. Ve maalesef aynen öyle oluyor. Birisi basit bir soru sorduğunda bile hemen cevap veremiyorum. Ne söylemem gerektiğini düşünüyorum sürekli. Düşünmeden cevap veremiyorum.

Algılamada çok güçlük çekiyorum. Sanki söylenen şeyler beynime iki dakika sonra ulaşıyor; idrak edemiyorum. Dikkat eksikliği, odaklanma sorunu yaşıyorum. İki işi aynı anda yapamıyorum. Ders anlatılırken not alamamak, yemek yaparken aynı anda sohbet edememek gibi. Bunları nasıl aşarım? Antidepresan değil de vitamin var mı bu sorunları yok edecek? Ne yapmalı?
0
lifeislife5
(29.10.17)
Hahaha o bende de vardi bi ara. Insanlar seni yanlis taniyor. Normalde cok konusken esprili samimi biriyimdir. Ama stresli endiseli zamanlarimda dediğin sey oluyor. Algilamada ve cevap vermede zorluk. Ah su psikolojik seyleri bi yenebilsek her illetin sebebi.
0
imelih
(29.10.17)
buna dikkat eksikliği deniyor sanırım.
psikiyatra bi gözükmek gerek.
0
herhaltibiliyoring
(29.10.17)
Keşke bende öyle olsam. Duraksamadan cevap verip sonradan düşünüyorum.
Saçmalamaktan korkma bence diyorum.
0
denef
(29.10.17)
Kitap okumakla falan olmuyor arkadaşlar. Antidepresan kullanmam gerekiyor sanırım ama bunu antidepresan kullanmadan halletmek istiyorum. Artık çok sıkıldım bu durumdan.

Bulunduğum ortamdan çok çabuk sıkılıyorum. Hemen içimden bitse de bir an evvel gitsem diyorum. O anın tadını çıkaramıyorum. Bana soru sorulduğunda cümleleri toparlayamıyorum. Odak nokta ben olunca birden ne diyeceğimi bilemiyorum. Hatta aslında hiç sevmediğim bir şeye evet seviyorum bile diyebiliyorum.

Bir konu hakkında bilgi sahibi olsam bile o konuyu detaylıca insanlara anlatamıyorum. İlk başta bir cümle söylüyorum sonrasında hemen duraksıyorum. O zaman hemen aklımdan ''kahretsin yine aklıma bir şey gelmedi'' düşüncesi geçiyor. Sonra da konuşmaya devam edince saçmalayabiliyorum. Bazıları hiç duraksamayıp akıcı bir şekilde kendini net ifade edebilir ya, o bende olmuyor işte bir türlü.

Bende genelde sohbet akmıyor, öyle duruyor. Beyin ile alakalı bir durum olabilir mi acaba?
0
🌸lifeislife5
(29.10.17)
kendini kısıtlama bakalım belki saçmalamayacaksın sal gitsin ne istersen söyle düşünme . daha çok kalabalığa girmeli daha çok konuşmalısın .
bir de dil öğrenmeye çalışmak beyin hücrelerini arttırır diyorlar boş kaldıkça yabancı dil öğrenmeye çalış kendi kendine
ya da bulmaca çöz , süreli hafıza testleri yap .ilaç yerine pratik ile aşılabilecek bir şey bence .
0
devilone
(30.10.17)
mor bembombom+

Odak noktası sen olunca ne diyeceğini bileme durumunu çözmek çok kolay. Konuştuğun insanlarla kafanda durumunu eşitle ve odak sen değilsin, ikili veya çoklu iletişimdesiniz diye düşün.

Ben çalışırken işim gereği küçük gruplara konuşmalar yapıyordum. İlkinde biraz heyecanlanmıştım sonra normal gelmeye başlamıştı. Ama ilk kez büyük bir gruba hitap edeceğim zaman gerçekten afalladım. Kafamdaki cümleler karıştı, kelimeler saklandı. Bir oditoryum dolusu insan, alanında yetkin kimseler de bulunan epeyce kalabalık bir grup. Millet notlar alıyor, teypler açılmış. Hata yaparsam diye gerildim haliyle.
Konuşmaya başlayacağım anda salondaki insanların gözlerinin içine bakıp onlarla ortak noktalarımı düşündüm. Karşımdaki insanlar da aynı ben gibi sabah yataktan kalkıp elini yüzünü yıkyor, sabah çişini yapıyor, kahvaltı hazırlayıp ailesel konuşmalar eşliğinde kahvaltı edip işe gidiyor olmalıydı. Bende bulunan insani özellikler onlarda da vardı. hasta oluyor, üzülüyor, seviniyor hatalar yapıyor vs. vs. Hepsi aynı ben.
Eşitlendik. Eşitlenince cünleler de akmaya başladı. Hata yapmaktan korkmayınca önemini yitiriyor, hata yapma düşüncesi seni rahatsız etmemeye başlıyor. Hem herkesin hata yapma hakkı var en fazla hata hakkımı kullandım dersin olur biter.

Bir de şu var biz başkalarının hatalarını kendimizinki kadar büyütmüyoruz. Herkes kendi hatasından utanıyor başkalarınınki hatırlanmıyor çoğunlukla. İlkokulu hatırla, öğretmen bir arkadaşına kızdığında hissettiklerini hatırla bir de sana kızdığında hissettiklerini hatırla. Akşam eve geldiğimizde o gün kime kızdığını bile unutmuş oluyorduk. Sonrasında benzer durumları yaşamışsındır mutlaka. Yani bizim hatalarımız onlar için önemli olmuyor, korkma, çekinme, yardır gitsin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(30.10.17)
(11)

sözlükteki kalite düşüşü

demirr
ben yazar değilim fakat haber almak ve bilgi edinmek için günlük muhakkak girerim sözlüğe. fakat özellikle son 10-15 gündür başlık ve girdi kalitesinde bariz bi düşüş var. "bu başlıkta bilmem ne gibi yazıyoruz" türü forum sitesi gibi başlıklar ve bütün başlıklarda görülen kalitesiz girdiler vs.vs.vs
ben yazar değilim fakat haber almak ve bilgi edinmek için günlük muhakkak girerim sözlüğe. fakat özellikle son 10-15 gündür başlık ve girdi kalitesinde bariz bi düşüş var. "bu başlıkta bilmem ne gibi yazıyoruz" türü forum sitesi gibi başlıklar ve bütün başlıklarda görülen kalitesiz girdiler vs.vs.vs.

bana katılıyor musunuz?

nedir bu son zamanlardaki kalite düşüşü? neye bağlıyorsunuz?
0
demirr
(29.10.17)
Son 3 5 yıl diyelim. 15 günlük mesele değil.
0
sutlu nescafe
(29.10.17)
10-15 gün değil ki. Birkaç yıldır böyle. Lisedeyken falan ders aralarında okuyup eğlenirdik, sonra üniversitede medya iyice boka sarınca sözlükten haber almaya başlamıştım çoğu şeyi. Şimdi açıp bakınca okuyacak başlık bile bulamıyorum doğru düzgün.
0
ms brownstone
(29.10.17)
yıllardır böyle maalesef...
0
balik kraker
(29.10.17)
uzun süredir böyle. biraz önce unutulmuş bir türkçe kelime yazıyoruz" başlığına girdim. ciddi ciddi örneklerle bir dolu arapça-farsça sözcüğü dizmişler. kalitelileri bunlar yani. nasıl ir zeka/genel kültür düşüşü yaşanıyor anlayamıyorum. gireceğim entryden vazgeçiyorum, çünkü başlıklat çöplüğe dönmüş durumda.
0
adivar
(29.10.17)
Kimse yazmamis ama yillardir boyle
0
dedim dedim de kime dedim
(29.10.17)
katılıyorum. birkaç nedeni var.
ilki yönetimin yanlışları. en son ekşi şeyler durumu oldu, sözlük çok fazla kayıp verdi. değer katan yazarların çoğu yazılarını silip gitti. gitmekte yerden göğe kadar haklıydılar ama olan okuyucuya oldu. ben sözlüğü çoğunlukla badylerden takip ediyorum okuyacak yazar sayım inanılmaz düştü. bu nedenle de gidenlere kırgınım biraz. çünkü henüz alternatifi olmayan bir oluşum.birleşip alternatif oluşturabilseydiler çok iyi olurdu ama pratikte çok da mümkün gözükmüyor.

eski yazarlar iş güç, evlilik çoluk çocuk vs o kadar vakit ayıramıyorlar, ayırma gereği duymuyorlar. bu beklenen bir durumdu.
yeni gelenlerin çoğu da memleket profiline uygun olarak geldi. hala iyi yazarlar da geliyor tabii.
eskilerden yazanlar da var. yani hepten çöplük olmadı henüz.
sözlükten daha iyi yararlanmak için bady ve kanal kullanabilirsin. ilgilendiğin kanalları okuyup iyi yazan gördükçe bady yapabilirsin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.10.17)
Bence sözlüğün girip bir şeyler okunacak hali kalmadı, önüne gelen yazar oldu. Gayet normal bu hali.
0
doxanikee
(29.10.17)
uldağ sözlük'le itü sözlük'ün ne kadar yazarı varsa toplarsan olacağo bu.
0
Delay Fuze
(29.10.17)
Tamamen yönetim. Geçen bir başlığın üçüncü girisi "anan zaaa" idi. Sonra silmişler. Ben tek bir entry yüzünden uçurulmuştum kaç yıl önce ama bu tiplere müsamaha gösteriyorlar nedense. DEBE'nin kaldırılması büyük bir hata oldu. Sözlük'teki özenli yazı yazan kitle oraya girmek için çaba harcıyordu ve okurlar direkt gündemi takip edebiliyordu. Ekşi Sözlük aynı zamanda bir haber sitesiydi bu özellik sayesinde ama artık bu özelliğini kaybetti. Ekşi Şeyler Sözlük'ün içini boşalttı. Adamlar sadece moderasyon oluştursa bir günde on kat kalite artar.
0
dissendium
(29.10.17)
bence bu durum son 6-12 aydır böyle, bunda ergen ruhundan çıkamamış yeni nesil alınan yazar güruhu etkili sanırım, şimdi bakıyorsun 1995 ve üzeri doğumlu birisi saf bir şekilde mevcut hükumetin eğitim politikalarına maruz kaldı, haliyle sonuç bu, daha da kötüye gidecek bence, şimdi alternatifi olmadığı için daha atıl halde değil sözlük.
0
gezegen olan pluton
(29.10.17)
aklı başında yetişkinlerin maç başlıklarında, siyasi meselelerde karşılıklı küfürleştikleri kahvehane ortamı. bir de troller var tabii. reddit varken günde 1-2 dakikadan fazla vakit harcamaya değmez.
0
sporty
(29.10.17)
(3)

Eski tip firin

ismoreto
Ustteki tus sanirim isiyi acma ama alttaki ne olabilir?
Ustteki tus sanirim isiyi acma ama alttaki ne olabilir?
0
ismoreto
(28.10.17)
tam seçilmiyor ama altında gril işareti var sanki.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.10.17)
piliç çevirme.
0
ayaklibalik
(29.10.17)
Oha gercekten donen yuvarlak varmis icerde pilic cevirmeymis. cok tesekkurler :D
0
🌸ismoreto
(29.10.17)
(8)

Aralık ayında doğacak bebek nasıl giydirilmeli?

kaymaktutmayansicaksut
1- Hastaneden çıkarken:Bebeğin içine yarım kollu body, üstüne pamuk uzun kollu tulum giydirilse, kafasına da bere; anne sling ile kendine sarsa ve üzerine battaniye örtse kafi midir?Sling içinde olacağı için kafi gibi geliyor ama bilemedik.2- Gece uyurken:Yine aynı şekilde yarım kollu body üstüne pa
1- Hastaneden çıkarken:
Bebeğin içine yarım kollu body, üstüne pamuk uzun kollu tulum giydirilse, kafasına da bere; anne sling ile kendine sarsa ve üzerine battaniye örtse kafi midir?

Sling içinde olacağı için kafi gibi geliyor ama bilemedik.

2- Gece uyurken:
Yine aynı şekilde yarım kollu body üstüne pamuk uzun kollu tulum giydirilip yarım kundak yapılsa? Yoksa uyku tulumu mu giydirilmeli 2 kat üzerine?
0
kaymaktutmayansicaksut
(28.10.17)
Çocuğu usutmeyin de nasıl usutmezseniz usutmeyin. Giydirin battaniyeye sarın şapka giydirin. Bir de çok merak etmeyin çocuğa göre her şeyi ayarlayacaksanız zaten zamanla. Bilmediklerinizi öğreneceksiniz. Hayırlı olsun.
0
scorpion37
(28.10.17)
yav kız belli ki bebek tecrübesi olan yaşıtlarına soruyor, hemen innilirinizi sirsinizi.

hastaneden çıkarken saydığın kombin bence olur dışarda kara kış yoksa, zaten arabayla eve gideceksiniz, üşümez bence. en kötü astronot kıyafeti gibi tulumlar var ya, onlardan alır giydirirsiniz hiçbi şey olmaz.

gece uyurken yeni nesil anneler oda sıcaklığını baz alarak giydiriyorlar, 25 derece sıcaklıkta bir odada bebek terlemiycek şekilde giydirebilirsin. o da genelde şöyle: atlet görevi gören bir şey, üzerine tulum, üzerine battaniye. bu kadar.

6 aralıkta doğursana <3
0
evde liyakat kalmamis
(28.10.17)
Hastanede ikişer tane giydiriyorlar elleri ayakları çok üşüyor bebeklerin. Şuan üç aylık oğluma zıbın sweat kulotlu corap ve patikli eşofman giydiriyorum uykudan kalkıncada hırka. Hastanede doğum sonrası bebek hemsıreleri size emzirme eğitimine gelecekler onlara sorun en dogru onlar bilir. Birde yenidoğanı slingle değilde hastane çıkısı pusetle götürün bence annenin ağrısı oluyor çünkü ve bebekte su gibi dokunmaya kıyamazsınız.
0
hernezıkkımsa
(28.10.17)
geçtiğimiz aralıkta teyze olmuştum, ah minnoşum büyüdü ya <3

hastaneden çıkarken söylediğin kıyafet uygun. battaniyeleri ikileyin ama bence.

geceleri de evin sıcaklığına göre ayarlarsınız. yarım kundak kurtarmaz, ben kendimi yorganla dürüm yapıyorum yani buna göre düşünün :) yine iki kat battaniye diyorum.

ha bi de, üşütmekten değil de manyak gibi giydirmekten daha çok çekinin bence. hep etrafta görüyorum çılgın anaları, o yavrular nasıl havale geçirmiyor şaşıyorum gerçekten. sonra en ufak soğukta hasta oluyorlar falan.

velhasıl, sağlıkla dünyaya gelsin inşallah. halledersiniz çok düşünmeyin şimdiden. aklınızın yarısını alacak, kalanı da sırf ona çalışacak zaten :)
0
bxgx
(28.10.17)
Kız devorla senin mi çocuğun oldu yoksa? Güle güle büyütün. Facebook ta yüzüne emoji koyup paylaşma da çocuğu nasıl giydirirsen giydir. Anneler bilir nasıl giydieceğini.
0
for day to break
(28.10.17)
1. ceket de giydirin bence. battaniye ince olmasın kalın battaniye kullanın. aralık ayı soğuk olur.
sling bence de uygun değil.hem anne rahat edemez o da kalın bişeyler giyecek çıkarken hem de göbek düşene kadar sling bebeği rahatsız edebilir, göbeği zedeleyebilir. puset yoksa kucakta battaniyeye sararak çıkarırsınız.

2. yarım kundak deliksiz uykuya da yardımcı oluyor bebek kendi hareketinden uyanmıyor ama bebek gelişimine olumsuz etkileri olduğu için önerilmiyor. kalça çıkığı riski, dolaşıma olumsuz etkileri var. bir de bebek ayakları kıvrık tutmaya alışkın, kundak rahatsız eder. uyku tulumu hem kullanımı rahat hem zararsız.
bir batında doğum olsun, analı babalı büyüsün:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.10.17)
Benim duyduğum; evde anne baba nasıl giyinirse onun bir kat fazlası. Çocuk üzerine giyerse bir de yelek veya boydan tulum. Özellikle astronot uyku tutumları iyi oluyor. Ama bebeğimiz için kullanmadık biz.
0
ceyhan prensi adana
(28.10.17)
sling hastaneden çıkmaya uygun bir ürün degil.

çünkü sling e sarsıntınızda siz kemer takamiyorsunuz. bu da bir kaza anında savrulmaniz ve bebeğin sizinle çarptığınız yer arasına sıkışması demek.
biraz büyüyüp de kanguruyla geçince ya da single devam ederken ben kemeri sırtımdan geçirip sadece bel bölgemden tutturuyordum. bu da taksi ya da araba koltuğu olmayan bir arabaya binmek zorunda kalırsam uyguladıgim bir yöntemdi.

hastaneden sadece ve sadece ana kucağı icinde cikarin. arabada hep ana kucağında olsun. inince sling e sararsınız.

sağlıkla kucağınıza alın.. . gözünüz aydın şimdiden.. .
0
balik kraker
(28.10.17)
(55)

Eşimin borçlarıma yardım etmesi gerekmez mi?

anladım
Evlenirken oturma odasını ve salonu ben aldım, ev aldığım için içini biraz dekore ettirdim falan baya bi borç oldu. Eşim de yatak odasını, beyaz eşyaları ve mutfak eşyalarını falan aldı, daha doğrusu onun ailesi aldı sanıyordum. Buraya kadar sorun yok ama ben ailesi aldı bilirken meğerse 10 bin tl k
Evlenirken oturma odasını ve salonu ben aldım, ev aldığım için içini biraz dekore ettirdim falan baya bi borç oldu. Eşim de yatak odasını, beyaz eşyaları ve mutfak eşyalarını falan aldı, daha doğrusu onun ailesi aldı sanıyordum. Buraya kadar sorun yok ama ben ailesi aldı bilirken meğerse 10 bin tl kredi çekmişler, onu da eşim ödeyecekmiş. Kına için vs. para yetmemiş öyle diyor. Tamam da ben ev taksidini birlikte öderiz diye düşünmüştüm, ben annemlere 12 boyunca her ay 900 tl vereceğim deyince bende şarteller attı. Madem katkın yok işten çık evde otur, senin ailen benim bunun farkına var istersen dedim zaten 1500 tl maaşı var. O da annemler o kadar masrafın altından nasıl kalksın sen durumumuzu bilmiyor musun dedi, yanaşmadı yani. Ondan beri biraz soğuğuz.

Ben anlamıyorum ya kendilerini iş yaptı diye gösteriyolar ama meğerse yine bize yükleniyormuş borçlar. Allah aşkına çok ayıp değil mi bu yaptıkları?
0
anladım
(26.10.17)
ailesi size biz aldık, sana ödetmiycez mi dedi? dediyse bile demek ki yan çizmişler çocuklarından bekliyolar. eşin napsın, ailesine banane siz ödeyin mi desin? ailenin yaptığı eğer öderiz deyip ödememekse evet ayıp ama burada eşini suçlamanı gerektirecek bi durum yok.

madem katkın yok işten çık evde otur ne çirkin bi yaklaşım ya.

başlığa bakınca rızkını ota boka yatırıyo sandım ama ortada başka bi durum bar. bakış açın yanlış.
0
elorelia
(26.10.17)
Yatak odasini iviri ziviri alacak durumun yoksa soylersin esine beraber alirsiniz. Herkes hesabini kitabini yapar.

Artik olan olmus, o esyalari sanki beraber almissiniz gibi hesaba dahil edip oturup matematigini yapin.

Ben olsam ne yapardim; kredi ceker tek seferde onlarin ne kadar borcu varsa kapatir hayatimdan cikarirdim. Geri kalan kismi da beni ilgilendirirdi. Ona 500 vericem, oburu benim icin kredi cekmis 600 vericem falan olmaz o isler. (dedigim gibi bana gore)

edit: tekrar okudum yazdigimi da "hayatimdan cikarirdim" derken parasal mevzular anlaminda.
0
brkylmz
(26.10.17)
"evi alırken bana mı sordun" iyi bir soru sanki
0
danton
(26.10.17)
hocam
1 yıllık bir süreç biraz dişini sık
üzme yengeyi
aksam bir cicek al git
10 bin lira cok az bir para
0
kingcyrax
(26.10.17)
sizin borcunuzla eşinizin borcu arasındaki fark ne onu anlamadım? ikiniz de kendi evinize kendi kullanacağınız eşyalar almışsınız ve onların borcunu ödüyorsunuz işte. eşiniz ailesine havadan para göndermiyor yani. durumları varsa masrafları kendileri karşılayabilir elbette ama böyle bir zorunlulukları da yok. biz karşılayacağız deyip de böyle yaptılarsa işte o zaman ayıp.

"Madem katkın yok işten çık evde otur" bunu söylerken tam olarak ne düşündünüz onu merak ettim.
0
nrmnm
(26.10.17)
ya evet bi de anlamıyorum yatak odasını benim kartımla aldık annesi nakit verdi bana, beyaz eşya da aynı onu da ay ay ödediler. Sanırım perde konusunda aramızda bi anlaşmazlık çıkmıştı onu anlatmıştım, perdeyi onlar yaptılar, siz karışmayın kızımın istediğini ben alırım dedi annesi. Bu büyük ihtimalle perdeyle kına ama bana söylemiyor korkusundan bi de böyle bi şey var, çünkü perde için annemin kalbini kırdı şimdi annem yapmadı diyemez.
0
🌸anladım
(26.10.17)
Aynen ya olmuş bi kere.Ödeyebilcek durumda olsalar 1500 maaş alan birine yıkmazlardı heralde.Cok hoş bi durum değil ama bu durumun içinden anlayışla çıkabilmek bu evliliği sürdürür, hemen atarlanmaya gerek yok.
0
maria puder
(26.10.17)
Bi de hiç borç olmasa bile annesine 10 bin tl veremez miymiş, o kadar okutmuşlar. İyi ver ama biz borçluyken mi olmalı bu.
0
🌸anladım
(26.10.17)
eski konularını hatırladım. sen annemi kırdı kafasındasın. ama o konularda eşinin de kalbi kırıldı. bişeylerin hıncını çıkarma. yanlış yoldasın. eşin şu durumda napsın ailesine ödemiyom mk siz ödeyin mi desin?
0
elorelia
(26.10.17)
Anlayış göster diyenlere: gösteremiyorum ya, çok uzatırım ben bunu. Verilmeyecek o para, anneme söylemedim daha, söylesem anında arar annesini.
0
🌸anladım
(26.10.17)
asıl inanılmaz ayıp olan senin yaptığın. insan eşine "madem katkın yok işten çık evde otur" der mi ya! ben bu lafı duysam biraz soğumam, tek kelime etmeden çeker giderim. para konusunu nasıl da büyütmüşsün ya, hem de "napalım, olan olmuş. hallederiz bir şekilde hayatım" diyip eşinin gözünde kahraman olabilecekken. en sevmediğim insan tipisin kusura bakma. ben hazmedemiyorum sevginin olduğu yerde para konuşulmasını.

diğer yandan, eşinin ailesinin durumu yokken sizlere de haber vermeden krediyle eşya alması evet biraz hoş değil ama size yardım etmek istemişler işte kendilerince ve ellerinden bu gelmiş. ayrıca senin düşündüğünü onlar düşünememiş olabilirler. ona bakarsan sen de "ev taksidini eşimle birlikte öderiz" diye düşünmüşsün ama bunu söylememişsin eşine, belki eşin bunu bilseydi böyle borç harca girmeyecekti.

kınaya para kalmıyorsa yapmayıverin. diğer ıvır zıvır eşyaları da almayıverin. paranız oldukça alırsınız. borç harçla yaşamayın şu hayatı, az şeyiniz olsun ama birbirinize saygınız olsun, para gibi çirkin bir konudan böyle kavgalar çıkmasın.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(26.10.17)
hoş bi olay olmamış ama para mevzusu yüzünden birbirinizi kırmayın derim kardişim.
0
herhaltibiliyoring
(26.10.17)
anaa sen o perde olayındaki "zeynep"in nişanlısı mıydın? evlendiniz demek sonunda hayırlı uğurlu olsun.

siz niye evlendiniz ki ya?? sizin evlilik işinin yürümeyeceği başından belliydi zaten.

asdfgfhgjk evet hemen koş yetiştir annene..
0
nrmnm
(26.10.17)
@elorelia evet gayet kocam izin vermiyor anne diyebilir. Bana bunu nişanlıyken söyledi ben de krediye yardım etmen lazım, öyle olmaz bak dedim, şimdi bi çekelim de para lazım napalım demişti meğer geçiştirmiş.
0
🌸anladım
(26.10.17)
yaptıkları şey ayıp, çirkin gerçekten. ama zaten alınması gereken şeyler. onlar alıp sizin üzerinize yıkmasa bile bir şekilde yine siz borçlanacaktınız bu eşyalar için. eşinize karşı olan tutumunuz çok çirkin.
0
rahip janick
(26.10.17)
geçenki olay şimdi aklıma geldi. umarım trollsündür. zira eğer gerçekse senden ne eş ne de arkadaş olur.
0
danton
(26.10.17)
10 bin tl için karımla tartışmaya girmem bile.hele yeni evlenmişsem.
derdin planlama ise eğer evlenmeden önce yapılır bu işler.
0
jamswety
(26.10.17)
abi bence sen, eşin, onun ailesi, senin aile falan hepiniz aynı kafada insanlarsınız birbirinizi iyi bulmuşsunuz, o yüzden önünüzde uzun bir evlilik olacağından eminim. tebrikler. dışarıdan bir muhasebeci ya da hakem gibi bir şey tutun bu meseleleri halletsin zaten evlenmiş misiniz limitet şirket mi kurmuşsunuz belli değil, bu sorunu en iyi 3. parti çözer.
0
sir gawain
(26.10.17)
kocam izin vermiyor nedir ya. senin annen ablan perde için olay çıkarırken sen burda akıl alıyodun, aklına nişanlım seçecek demek gelmiyodu. hayırdır neyin inadı bu. üzüldüm valla kıza.


bak hala kendi anneni karıştırıyosun. ona ne laf düşüyor burda?

''Anlayış göster diyenlere: gösteremiyorum ya, çok uzatırım ben bunu. Verilmeyecek o para, anneme söylemedim daha, söylesem anında arar annesini.''

valla yazık senin gibi biriyle evlenen kıza. git koş anana hemen haber ver toplasın arkanı. ablana da söyle o da eksik kalmasın.
0
elorelia
(26.10.17)
Anlatmak istemiyordum ama kavga aslında daha da uzadı, zeynep biz bu kadar alamayız oturma odasını biz alsak, yatak odasını siz alsanız olmaz mı demişti, ben de o zaman oturma odası sadece koltuk değil, ünitesi var, televizyonu var. Sen bunları nasıl alacaksın yatak odasına pahalı diyorsan? diye sordum. Şimdi sen bizim üstümüze yüklendin böyle oldu diyor. Halıyı bile aldırmışım e bi odayı yapıyorsan halısız mı olacak. Evet ailesinin durumu yok, babası emekli, ben ne yapayım ama, vurun abalıya mı olacaktı?

Yatak odasını da zeynep beğendi kadın sonraki şeylere param kalmaz kızım bunu alamam deseydi. Yanlış mı düşünüyorum ya.
0
🌸anladım
(26.10.17)
Düğün sürecinde olması gereken iki ailede gücü elverdiğince yapabileceği maddi desteği söylemeli çocuklara. Çocuklar da toplam bütçe üzerinden hareket etmeli.

Bu yola girmek de kolay değil tutucu ve baskıcı aileler yüzünden.

Benim eşim annesinin oturduğu evin kirasını ödüyor, bunları kafaya takarsan hayattan zevk alamazsın. Onun gelirine karışma bence, bırak dilediğince harcasın, vakti gelip birikim yaptıkça ortak bütçe yaparsınız.
0
cakabo
(26.10.17)
ahahaah abi "curtain incident" da mı sizindi ya? siz sahiden çok yanlış bir işe girmişsiniz. üniversitede eve çıkan pimpirikli, her kuruşun hesabını yapan insanlara benziyorsunuz. "ben onu aldım, sen bunu al, ben şuna şu kadar para vermiştim şimdi sen bana şu kadar vermelisin." kafasıyla arkadaşlık bile yürütülemezken siz evliliğinizi nasıl yürüteceksiniz? boşandığınızda da herkes ne aldıysa eve, onu alıp gider artık.

yol yakınken boşanın hacı siz. keşke evlenmeseydiniz.
0
rahip janick
(26.10.17)
bayılırım dedikoduya, kahvemi de aldım geldim. Uzun zaman olmuştu, hala da tam müsait olmamadım gerçi. Neyse;

Öncelikle, kalben sevip aklen evlenenlerin dünyasına hoşgeldin. ikili ilişkiler rastlantısal oluştuğu için çokcanası efsunlu başlıyor ve insan o dönemlerde bu tür şeyleri konuşmaktan çekiniyor/atlayabiliyor/yahut önemsiz görebiliyor. Ve devamında evlilik arefesinde ve sonrasında işin içine maddi aksiyomlar girince de(-ki zaten alelerimiz evleniyor dalaveresi de tam bu noktada kopar, onun dışındaki sosyo-kültürel uygunluk filan fason olaylardır)... girince de kendi(burası kıymetli) ailesi etrafında bi' takım kararlar alıp bunu ''tadımız kaçmasın'' kisvesiyle ortalığa saçmadan uygulayabiliyor. O kadar yaygın bir olay ki bu, sen de ucundan nasiplenmişsin işte biraz. telaşa mahal yok.

Bu noktadan sonra, olayı konuşarak senin yaklaşımınla çözebilmeniz mümkün değil. Zaten asıl marifet bunun önüne geçebilmekti, yani öncesinde ''ben öyle sanıyorum''lara yer vermemekti, o kısmı başaramamışsınız. Buradan sonra da, ya siyasi davranıp ''pazarlık'' kavramına başvuracaksınız(bu kısmı romantikler sevmez ama, eninde sonunda süreçte yaşayacaksınız) ya da hiç kirli işlere bulaşmadan ''sevdiceğimin ailesi benim de ailemdir madem böyle bir gereklilik gördünüz, biz de üzerimize düşeni yerine getireceğiz elbette ama keşke bunu daha önce konuşsaymışız'' gibi daha yapıcı bir rol alarak Atlas'lığa devam edeceksin.

Sorununuzun çözümüne/cevabına, kabullenmekle ulaşacaksınız. Sorunun cevabı ise, ayıp kavramı ile ilgili(şimdi hiç bunlara giresim yok)

Yani, normalde kadın tarafı bunu asla ayıp olarak görmez, hatta sınıf atlama arefesinde olan herhangi birileri de - kadın/erkek farketmeksizin bunu ayıp olarak görmez. Aileye karşı borç olarak görür.

Yani senin aile kavramınla eşinin aile kavramı biraz farklı(ne kadar iyi niyetliyim). Sen aileni onunla oluştururken o ailesine seni dahil ediyor. Dostoyevski(onun da Allah iyiliğini versin) bu durumu ayrıntısıyla açıklar zaten.

Yani sen aslında şikayet ettiğin bu duyurunda haklısın, ancak daha önceden bunları konuşmadığınız/öngöremediğin için ve sonradan takındığın biz bir aileyiz çok çalışıp az kazanıyorsun bunun da 900'ünü bize ayıramayacaksan, hiç çalışma yorulma evde dur bari, rahat edersin(!) tavrınla kusur dağılımında 4/10'luk bir pay kazanıyorsun. Geçmiş olsun.

Bi' çiçek alıp bu zor günlerinde hanımı yemeğe götürüp özür dile. Kendi içinde bulunduğun psikolojik ve fiziksel şartları anlat ve ona hak verdiğini fevri ve ani çıkışın için de affetmesini ve biraz da anlayış beklediğini ilet.

Romantizm böyledir işte, olmadık zamanlarda olmadık ödünlere sebebiyet verir masraf açar. Öğrenciyken et döner yemeye benzer, en ihtiyaç halinde yeni bir hediye-yemek masrafı çıkartır. Ve her ne kadar sevgililer günü ''olmasa da olur'' diyenlerden de olsa o hediye ve yemekle mutlu olur, taviz verir.

Bugün hava çok güzel, ben leblebi almaya gidiyorum.

edit: oha, ben yazana kadar 3milyon kişi yazmış(tam saymadım) herkes eli klavyede bu soruyu bekliyormuş meğer. Herkesin her konuda bir yargısının(fikir değil) olması ne güzel demi, insan ırkı çok eğlenceli esasında.
0
mete kudur
(26.10.17)
trollsen gerçekten çok başarılı bir çalışma. kurgu falan süper olmuş. takdir ettim ve ayakta alkışlıyorum.

yok bu muhabbetler gerçekse allah evinize ateşler salsın.
0
nrmnm
(26.10.17)
kötü bir eşsiniz.

eşinize yaklaşımınız çok çirkin. 10 bin değil 100 bin dahi olsa yaptığınız yanlış.

kötü bir damatsınız.

aileler ödeyeceğim demiş olabilir ama durumları elvermemiştir. ev hazırlıkları yaparken de ödeyemicez almayın diyememişlerdir. siz onların evlatlarını aldınız. onların borcu, onların sıkınıtısı eşinizin, dolayısıyla sizin de sorumluluğunuz.

kötü bir erkeksiniz.

anneme söylesem annem hemen annesini arar ne demek. ne biçim erkeksiniz. büyüyün. erkek gibi davranın.
0
eeb
(26.10.17)
suclu sensin. esine asla eve katkin yoksa cik isten otur diyemezsin. Ailenin durumu kotu olsa sen yardim etmeyecek misin hic bi sekilde? yanlis dusunuyorsun. Tamam olan olmus onceden olsa kizmakta hakli olabilirsin ama afedersin gote giren semsiye acilmaz.

birak yil idare et sonrasinda bulursun bi caresini. Artik siz aile oldunuz bunlar sizi birbirinizden sogutacak sorunlar sakin esinizin ustune gitmeyin kafaya takmayin. 1 yil sonra biter o borc zaten sonra diger borclarinizi odersiniz.
0
England
(26.10.17)
@anladım, eski duyurularınızı da okudum ve anneniz ile ablanız gerçekten zor insanlar, büyütülmeyecek konuları öyle büyütmüşler ki sürekli gerginlik olmuş. Bana kalırsa siz de genel olarak orta yolu bulmakta zorlanıyorsunuz ve ailelerin ilişkinize başından beri haddinden fazla müdahil oluşunun artçı sarsıntıları sürüyor.

Eşinizle biraz empati kurmalısınız, benim anladığım kadarıyla anneniz ve ablanız fazlasıyla ve haksız yere üzerine gittiğinde dahi saygı çerçevesinde yaklaşmaya çalışmış kızcağız. Ayrıca"madem katkın yok çık evde otur" demeniz çok kırıcı ve kaba. Ben eşinizin yerinde olsam gönlümü almanızı beklerdim.

Ekleme:Konuyla doğrudan ilgili değil ama yine önceki duyurularınızdan yola çıkarak belirtme ihtiyacı duyuyorum. Artık kaç yaşına gelmiş evli barklı insanlarsınız. Evde huzurlu olmak istiyorsanız (hem eşiniz hem de sizin için söylüyorum) annelerinize ve ablalarınıza evdeki her konuyu/sorunu aktarmamalısınız, sonra muhtemelen farkında dahi olmadan onlar tarafından dolduruluşa getirilip gelip eşinize patlıyorsunuz.
0
a day at the races
(26.10.17)
Ne eşinin ailesi ne de senin ailen sizin evinize katkı da bulunmak zorunda. İsterlerse hiç bir şey yapmazlar, ki senin eşinin ailesi de maddi durumlarını da mazeret göstererek size destek olmamışlar. Olayı böyle gör, borç sizin borcunuz, ikinizin, ev de ikinizin, hayat da, o yüzden eşinle kendini ayrı düşünme. Beraber ödeyeceksiniz borçları başka yolu yok.
0
elikası
(26.10.17)
ay sen osun!

vallahi bilsem cevap bile yazmaya tenezzül etmezdim karşim. gelip bizden bir ton şey için akıl aldın, herkes “annen ablan haksız, zeynep haklı. kızın tarafında ol” dedi, sen gene anacığının yanına koştun. bu sefer de belli böyle olacak.

sen bizi falan boşver, kafanın dikine gitmeye devam et. ne de olsa her kadın bir noktaya kadar sever, bir yerden sonra “elin adamının kaprisini mi çekmeye geldim bu dünyaya” diyip boşar seni.

hakkınızda hayırlısı.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(26.10.17)
eşin yanlış biriyle evlenmiş.

senin ailen kıza psikolojik eziyet ediyordu, yazdıklarını hatırlıyorum. sen o zaman ailene karşı "karışamazsınız, sizi ilgilendirmez" diyemiyordun da "yaa annemi kırmadan nasıl halledebilirim" diyordun.
şimdi karın, ailesini senin için neden karşısına alsın?
eşyalar müşterek evinizde, ortak kullanımız dahilinde değil mi? yani kadının ödediği para, anne babasının kullanımı altında değil, senin ve kendisinin kullanımında? eee neyin tatavasını yapıyorsun?
bir şekilde bazı şeyleri söyleyememişler ama, eşyaların senin kullanımındaysa, kazıklanıyormuşsun gibi davranma. üstelik kadın "kendi çalıştığı ve kazandığı" para ile ödeme yapıyor, senden para talep etmiyor...

evlenmiş olsanız da, eşinin yanlışından çocuk yapmadan dönmesini diliyorum...
parasını kendi alın teri ile ödediği eşyalarını alsın, babaevine dönsün. sen de karına psikolojik şiddet gösteren ananın yanına...
0
patty duke
(26.10.17)
pazarlık kötü mevzu ama arkadaş paraları yoksa ne skime kına yaparlar ki?
paran yoksa kına yaptırmazsın kına parasıyla gider eve eşya alırsın.
0
whatdreamsnevercome
(26.10.17)
asıl senin yaptığın ayıp. zaten durumları yokmuş, kimsenin de art niyetle 'ya şu eşyaları alalım da şimdi, sonra damada kitleriz' gibi bi düşünceye sahip olduğunu da sanmıyorum. başta öderiz diye düşünmüşler, şimdi ödeyemiyorsa işin bi yerinde kafasızlık yapmışlar ama ayıp falan değil. napsın yoksa, banka mı soysun, hırsızlık mı yapsın?! sanki var da vermiyor insanlar..

inanılmaz çirkin bi şey bu ayrıca. siz yeni bi aile değil bildiğin anonim şirketi kurmuşsunuz. onu o aldı, bunu ben aldım muhabbeti yapıp bunun çetelesini tutmak ne ya?! o ev sizin, evdekiler sizin, her şey sizin. senin paran benim param diye de bi şey yok, evlisiniz, hayatı paylaşıyorsanız her şeyi paylaşacaksınız. bu benim-onun muhabbeti döndükçe daha çok böyle şeyler olur zaten.

koş annene yetiştir şimdi.
0
mehmed resad
(26.10.17)
Abicım siz çift terapisine gidin acilen. Yoksa sen kızı çeker vurursun mazallah böyle haksız bir sebepten. Sende o ruh halini görüyorum. Annesinin, ablasının gölgesinde yıllarca ezilmiş, şimdi de kendi eşine onların gazıyla lagaluga yapan özgüveni düşük koca modeli olmuşsun resmen. Dikkat et bak, iyi bir yere gitmez bu hallerin.
0
inawen
(26.10.17)
Trolmusun trolsen cok basarılı değilsen olmamıs yakısmamıs. Evlilik sozlesme değil hayat bağı demek o borclar kapansın kimsenin kalbini de kırma sonra da duzenini kur bi dahada esine senin ailen benim ailem zart zurt deme sizinkiler bizimkiler yok artık otur oturdugun yere karınında gonlunu al kadınlar anlayıslıdır anlar olgunlas
0
steward
(26.10.17)
Aşktır, cicim ayıdır; bu nedenlerle ekonomik şeyler konuşulmamıştır, olabilir. Belki haklısınızdır ama üslup kabus.

Kızı aşağılamışsınız 'Kuş kadar kazanıyorsun zaten, çalışma' diye. Hem de kızın ailesinin durumunu bile bile 'Bana ne, ben televizyonumu da isterim, halıyı da isterim' diye yüklenmişsiniz. Yani, hem her eşyam olsun, hem de kız ödemesin diye bir şey yok. En yakın arkadaşım 2010'da evlendi; televizyonu daha bu sene alabildiler. Halıyı da iki üç sene önce alabildiler, öncesinde halısızlardı. Belki eşiniz de halısız oturmaya razıydı. Ailesi dar gelirliyse, emekliyse; tabii ki kız ödeyecek. Sanmıyorum ki ailesi kötü niyetle size kitlemiş olsun. Kız zaten ailesine 'ikinizin' kullandığı eşyalar için para veriyor; dolayısıyla size ve borçlarınıza yardım ediyor zaten. Evinize eşya alıyor, daha ne yapsın. Size yardım etmesi için illa elinize parayı tutuşturması gerekmez.

Onun hatası size baştan söylememek olmuş. Belki de tatsızlık çıkacağını düşünüp söylememiştir, ki verdiğiniz tepkiye bakılırsa söylemeye korkmuş da olabilir. Valla, yazınızdan ben korktum.

Artık iş işten geçmiş. Kızın eve kalan 600 TL de olsa bir katkısı var ve büyük olasılıkla elinden geleni yapıyordur. Yani, ona para veren oldu da, o mu bu işe razı oldu. Hem ailesini yükten kurtarmaya çalışıyor, hem eve katkıda bulunmaya çalışıyor az maaşı ile.

Edit: Aaa, perde olayını hatırladım. Kod adı Zeynep olan kız. Zeynep'e sarılın sıkı sıkı ve bırakmayın. Kız hem sizi çok seviyor hem de peygamber gibi sabrı var. Değerini bilin. Uzun vadede kızı kanser etmezseniz stresten, daha iyisini bulamazsınız.
0
aychovsky
(26.10.17)
herkes birden beni mi trollüyor? nedir bu? ne biçim evlilik bu? nasıl aile ilişkileri bunlar?

kaç tane cevap girilmiş, biri de çıkıp hunharca "zaaaaaaxD" diye gülmemiş arkadaş. herkes ciddiye alıp gayet de "kettle çay kaşıklarından 10 lira pahalıya geldi, bu kabul edilemez" tadında cevaplar vermiş.

truman show mu bu?

imdaaaat amk!
0
boyle buyurdum
(26.10.17)
''anneme söylemedim daha, söylesem anında arar annesini.'' keşke büyüyüp evlenseydiniz. daha maç başlamadan birbirinizden bazı şeyler gizliyosanız ilerde çok kavga olur.
0
xu
(26.10.17)
Önceki sorularını da okudum. Siz Zeynep'le evlisiniz. Hayat arkadaşı olarak birbirinizi seçmişsiniz. Annen ve ablanı (önceki sorularına istinaden) neden evinin içine karıştırıyorsun? Ailene tabi saygısızlık edilmesine izin verme ama "anneme söylesem hemen annesini arar" ne demek ya. Bu kadar basiretsiz olmayın Allah aşkına, eşinize yazık günah yahu.

Yuva kurmuşsunuz, paranın pulun hesabını yapmayın. O eşyalarla huzurlu biçimde yaşamaya bakın. Bir de kadını aşağılamışsın. "Eve katkın olmayacaksa" ne demek iş ortaklığı veya ev arkadaşlığı mı yapıyorsunuz? Biraz şefkat.. Evlilik hastalıkta sağlıkta diye yapılır...

O kıza karşı biraz anlayışlı olsaydın ayrıca sana kredi çektiğini de söylerdi. Tepkinden korkmuş besbelli. Yazık, karına destek çıkıp, canın sağ olsun, üzülme ödenir gider deyip sarılacağına, hesaplar yapıp burada yazıyorsun.

Karın hatalıysa karına, annense annene, ablansa ablana güzelce hatasını açıklayarak tepki göstermelisin. Ama sürekli bir anneyi masum görme ön yargısında olmamalısın.

Ayrıca kızın ablası akademisyenmiş. Ne demek akademisyenlik işten kaçanların mesleği. Kıskanmış belli ki. Ablana aşırı derecede sinir oldum. Birazcık kitap okuyarak ufkunu genişletse de böyle kırıcı konuşmasa iyi olur.

Troll olmasan da böyle erkekler var. Şaşırmıyorum...
0
uçurumda açan çiçek
(26.10.17)
Senden tiksindim. Kafan hiç çalışmıyor, daha önce de yazmıştım.

900 lira ailesine gönderiyor, evin kredisine yardım edecekti diye kavga çıkartmışsın sonra da demişsin ki "Otur evinde zaten aldığın 1500 lira." Ee sen o 1500 liraya muhtaçsın? Neyin atarı? Senin ailen benim demişsin bir de, seninki annen ama? Git annenin dizine yatmaya devam et.
0
Lim5
(26.10.17)
Durumu olmayan biriyle evlenmeseydin. Hem eşya istemişsin bir ton ses edememiş kız. Karşı tarafı hiç anlamamışsın. 1500₺ azsa neden o paraya tamah ediyorsun. Kız hiç şikayet etmemiş sana 600₺ ile geçinilir mi dememiş. Bugün sodekso va yoksa aylık dışarda yemek zaten 300₺ tutuyor en az (iş için öğle yemeğinden bahsediyorum) yol parasıydı vs kızın elinde ne kalıyor ki.
Tiksindim artı bir
0
fasulyek
(26.10.17)
makara yapmıyorsanız gereksiz tavırlar içindesiniz. @Trollziya haklı. evlenmeseydiniz madem. ne perdeymiş birader
0
burya
(26.10.17)
Anayi baciyi karistirma.
0
japon askeri
(26.10.17)
ayrıca duyurunun başlığı da feci şekilde manipülasyon içeriyor, "eşimin borçlarıma yardım etmesi gerekmez mi" diye sormuş.
eşin zaten 1500 lira maaş almasına rağmen borçlarına yardım ediyor. ortak kullanımınızdaki eşyaların parasını ödüyor.

bir de "anneme söylemedim, söylesem anında annesini arar" demişsin, çirkeflik genetik galiba?

siz aşk evliliği de yapmamışsınız belli... ondan bu derece hesap kitap.
vay anasını...

neyse, ben başlığın esas sorundan uzak, manipülasyon içerdiğini söylemek için tekrar gelmiştim, iki sıvadım gidiyorum.
0
patty duke
(26.10.17)
Suçluyorsun ama suçladığın şeyleri sen de yapıyorsun.
Sen borçsuz mu evlendin de eşinden borçsuz evlenmesini bekliyorsun?
Üstelik kızın ailesinin ödeme gücü de yok. Ödeme gücü olsaydı bile borçsuz gelmesini istememen gerekirdi. Adil davranmıyorsun.
Evi evlenmeden önce edinmişsin. Diyelim ki ayrıldınız, ev kimde kalacak? Sen tadilat yap, borçları eşinle beraber ödeyin, ama ev senin. Yok öyle bir dünya. Senin düşünce tarzın hatalı olduğu için konunun bu yönünü de yazdım. Yoksa normal evlilikte senin benim diye bişey olmaz. Yanlış anlaşılmasın.

"Madem katkın yok evde otur" düşüncene diyecek laf bulmakta zorlanıyorum. Evlilik yaşamı beraber kucaklamak, birlikte yaşamak demektir, birinin diğeri üzerinde tahakkümü demek değildir. Olur da evliliğiniz sürerse ilerde rüzgarın yönü değişir böyle düşünüp böyle yaptığına bin pişman olursun benden demesi.

Sen eşine "senin ailen benim" diyecek bir kişi olduğuna emin misin? Peki senin ailen kim?
Anneme söylemedim demene bakılırsa yetişkin vücudunda ana sınıfı çocuğu var. Sana bi abla tavsiyesi, baba olmadan önce bunu iyice düşün.

Aldığın evde mutlu huzurlu yaşamak istiyorsan eşini mutsuz etme. Kadın mutsuzsa, huzursuzsa adam da mutlu huzurlu olamaz, o kadının yetiştirdiği çocuklar da mutlu birer çocuk olamaz. Para mal mülk hepsi hava civa, bir evde huzur yoksa diğer hiç bir şeyin anlamı olmaz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.10.17)
Sana onerim bu tur konulari buradaki insanlara sorma. Buradaki kullanicilar (ben de dahil) klavyenin basindan catir catir yazar gecerler, kimse boyle konularda kendini senin yerine koyamaz. Istese de koyamaz! Yorumlarin alayi empatiden yoksun olacaktir. Gercekten senin durumunda iken dusunecegi gibi dusunmezler buradan yazarken. Sana haklisin ya da haksizsin demiyorum. Olaya bir yorum yapmiyorum. Demek istedigim su ki bosuna soruyorsun. Aile meselelerini buraya ya da bunun gibi platformlara sormak hicbir ise yaramaz. Surada yazan bir dunya yorumun hepsi bos. Olumlu ya da olumsuz yorum olsun, hicbir getirisi yok sana.
Ya "vay serefsiz, hic oyle yapilir mi" diye yuklenecekler ya da "asiri haklisin vur agzina" diye destekleyecekler. Kendince 2dk icinde yorumlayacak herkes olayi.
Otur dusun, durumu kendin degerlerndir, dogrusuna kendin karar ver, ona gore hareket et. Bosuna kafa karsikligi yaratma kendine bu konularda.
0
stavro
(26.10.17)
stavro +1
0
xvyz
(26.10.17)
senin suçun kendini bu duruma düşürmek. ben de dahil olmak üzere seni suçlayanlar da sana karşı ayrımcılık yapıyorlar.

karşı tarafın suçu ise sana haber vermeden senin sırtına binmek.

bu durumu ya aşacaksın ya da aşamayacaksın.

kadını savunmak dünyada toplumsal bir refleks olmuş. insanlar karşıdakinin haksız, akılsız, düşüncesiz olduğunun farkında bile değiller. ona ayrıcalık tanıyorlar. kadınlar sanki çocuk gibi, hasta gibi, sakat gibi, bakıma muhtaç gibi hoşgörülen bir konuma sahipler. sorumlulukları yokmuş gibi davranıyorlar. dolayısıyla evlilikte de kadın erkekten biraz daha eşit.

artık buradan ders al. gelecekte akıllı ol; hem kendini bu tarz durumlara düşürme hem de ayrımcılığa uğrayacağının bilincinde ol.

geçmiş olsun.
0
idexo
(27.10.17)
insanların çalışması ve meslek edinmesi gerek.
bizim çalışma önceliğimiz maaş ve gelir elde etmek olsa da, her hangi iş sahibi olmanın psikolojik etkisi getirdiği mali değerden daha fazla.

yani eşiniz daha az kazansa bile evde oturmasını değil, çalışmasını desteklemeniz gerekir. yoksa kendini körelttiğini düşünür ve kötü hisseder.

"anneme söylerim, annesine telefon eder" lafı ve düşüncesi çok kötü.
ailenizi karıştırmayın, onlara bu durumdan bahsetmeyin. hatta kimseye bahsetmeyin. buraya bahsederek kendinizi haklı çıkaracak birini arıyorsunuz. aramayın.

eşlerin birbirinin maaşını bile tam olarak bilmemesi gerektiğini düşünüyorum. aile planlaması için yaklaşık olarak bilebilir, ama tam olarak bilmemeliler. bazı özel durumlar eşle bile paylaşılmamalı iken, ailenize, "yeni aileniz" ile ilgili olayları anlatmanız doğru değil.
0
dahinnotha
(27.10.17)
anneme söylesem annesini arar nedir dlfjdfs kaç yaşındasın abi sen

kadına yazık+1071

umarım seni boşar

sevgiler, naru.
0
narudocko
(27.10.17)
Tatlı su ekşicileri toplanmiş yine. Bence adam hakli. Abicim o zaman sen de kendi ailene aldiklari esyalarin parasini öde.
0
pozitif pekistirici
(27.10.17)
Adam borçlarıM diyor, "sen de ailene yaptığı masrafları öde madem " deniyor. kızın ailesi de salt 10 bin lirayla kız evlendirdi sanki.
35 yıllık evli, iki oğlan kardeş bir kız kardeş iki de kız çocuğumu evlendirmiş biri olarak hatalı tarafın erkek tarafı olduğunu açıkça görüyorum.
kız annesini ve tarafını dinleyin bakalım ne anlatacaklar.
kız yatak odasını alamayacağız demiş, oturma odasına gücünüz hiç yetmez demişsiniz. perdeye karar vermeye kalkmışsınız kızın annesi evladımın istediği olsun ben alayım bari demiş. bir de perde için annemin kalbi kırıldı ondan şimdi bana söyleyemiyor diyorsun. perde olayında annen çok hatalıydı kalbi kırılacak bir durum yoktu. o kadar anlatmaya çalıştık ama anlatamamışız sanırım.
kız tarafı kızımın başı yere eğilmesin eksikli kalmasın demiş siz de halısı perdesi tadilatı uçmuşsunuz. şimdi de zorlanıyorsunuz işte böyle.
annen dominant bi karakter. anlıyorum onu kırmak istemiyorsun filan ama yuvana müdahil ederek kendi mutluluğunla oynuyorsun. bu iş böyle yürümez. yakında çatlaklar baş göstermeye başlar. geri dönülmez yaralar açıyorsun. senin ailen eşin. borçlarım değil borcumuz demen gerekir. birlikte ortak kararlar alın başkasını karıştırmayın. sağlam bir yuvan olsun istiyorsan tabii.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(27.10.17)
yanlışsın kusurabakma, eşinin de üstüne varıp onu arada bırakma, tercih yapmak zorunda bırakma.
0
esesdopiyespiyes
(27.10.17)
çok sağlam bir şekilde karının yanında duramayacaksan da ayrılın bence, zavallı kızcağıza bunları yaşatma.
0
esesdopiyespiyes
(27.10.17)
Kafaniza silah mı dayiyorlar evlenin diye anlamiyorum... Ceplerinde evin esyalarini alacak para yok, borca girerek dugun yapiyorlar.
Pes. Muhabbete bak.
Ucun besin pesinde ucuz ucuz para muhabbetleri. Varos isi
0
terra rossa mia
(27.10.17)
son olarak da şunu diyeyim; anneniz sizi boşatacak, sebebiniz olacak. bilginiz olsun
0
esesdopiyespiyes
(27.10.17)
(4)

Muhasebe cetveli hk

adilaradevrim
Merhaba,Soru 1: Neden muhasebe cetvelinde, sol taraf BORÇ, sağ taraf ALACAK olarak addedilmiş? Soru 2: Neden ilk açılış kaydı BORÇ ile başlıyor?Teşekkürler,
Merhaba,
Soru 1: Neden muhasebe cetvelinde, sol taraf BORÇ, sağ taraf ALACAK olarak addedilmiş?
Soru 2: Neden ilk açılış kaydı BORÇ ile başlıyor?
Teşekkürler,
0
adilaradevrim
(26.10.17)
tam tersi olsaydı, bu sefer niye sağ taraf borç, sol taraf alacak diye soracaktınız.

borç tarafını sol olarak seçmelerinin özel bir nedeni olduğunu sanmıyorum. tekdüzen hesap planı borçlu çalışan hesaplarla başlar. dilimizde de yazı, soldan sağa doğru yazılır. bu psikoloji ile ilk hesapları soldan başlayacak şekilde seçmiş olabilirler.

ilk kaydın borç olması da benzer bir istemsiz düşünce tarzı ile olabilir.

yine de net cevap istiyorsanız sizin için tekdüzen hesap planı hazırlama komisyonunun başkanı olan sayın hocama bunu bir danışacağım.
0
kibritsuyu
(26.10.17)
Sol tarafını "Varlıklar", sağ tarafını "Yükümlülükler" olarak da düşünebilirsiniz. Belki muhasebe mantığını kavramaya yardımcı olabilir.
0
loras
(26.10.17)
borç alacak olarak düşünme. Debit Credit olarak düşün. + - yani. Sen olsan sağ tarafa önce - ile mi başlarsın?
0
justinho26
(26.10.17)
2. Cebine para girmeden harcayamazsın ya muhasebe mantığı da aynı şekilde çalışır.

1. Sol tarafa varlıklar yazılmaya nasıl başlandı bilmiyorum, tahminime göre yövmiye defteri kaydından gelen bir alışkanlık olsa gerek. Maddeyi yazarken soldan başlıyorsun ilk kayıt borç olduğu için borçlar solda alacaklar sağda olmuş olabilir. Yövmiye defteri derken; bilgisayar çıktısı değil ciltli deftere dolma kalemle yazılan zamanlardaki yövmiye defteri.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(26.10.17)
(6)

Bu ne baliğı capsli

sonhakan
Bilen var mi geçenlerde dayim tuttu ..
Bilen var mi geçenlerde dayim tuttu ..
0
sonhakan
(24.10.17)
demet akalın a benzettim.
0
paudi
(24.10.17)
Malta palamuduna benziyor.

www.gezenbilir.com
0
himmet dayi
(24.10.17)
kikla gibi geldi de bana.
0
sarper361
(24.10.17)
yazılı (çizgili) hani balığı.
www.google.com.tr
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(24.10.17)
Mırmır olabilir.
0
skooma
(24.10.17)
palamuta benziyor...
0
pangea
(24.10.17)
(25)

Türkçesi bozuk insanlara direkt ön yargı ile yaklaşıyor musunuz?

gezegen olan pluton
Özellikle yazılı Türkçe, yazım kuralları, noktalama gibi olayları bilmeyen insan eşittir kültürsüz, popüler kültür beslemesi, ilgisiz, cahil midir sizin için?Bir de son bir soru sorayım karşı cins değerlendirirken iyi bir filtre midir Türkçe'yi bilme seviyesi?
Özellikle yazılı Türkçe, yazım kuralları, noktalama gibi olayları bilmeyen insan eşittir kültürsüz, popüler kültür beslemesi, ilgisiz, cahil midir sizin için?

Bir de son bir soru sorayım karşı cins değerlendirirken iyi bir filtre midir Türkçe'yi bilme seviyesi?
0
gezegen olan pluton
(23.10.17)
şahsen ben son zamanlarda çokça tekrarlanan konuları bilmeyenleri eleştiriyorum.
nasıl got izlemeyen insan eleştirilebiliyorsa, bağlacı ayıramayan, soru ekini yazamayan insanlar da eleştirilebilir ve daha da haklı bir şekilde eleştirilir.

yıl olmuş 2017, sesli harf kullanmadan konuşanlar var. özellikle mesaj yazarken nbr, slm, ii, napysn falan yazıyorlar.

herkes yazamayan, her şey yazamayan haliyle değersiz oluyor gözümde.
geri kalan dil bilgisi kuralları böyle sanal ortamlarda biraz esnetilebilir ama genel olarak bence düzgün yazmak gerekiyor.

karşı cins de olsa eğer değerlendiririm ama karşı cins yok hiç buralarda.
0
attirmayin makedonun kafasini
(23.10.17)
Iki soru icin de cevabim evet.

Ayni sey sive icin gecerli degil, yani sive buyudugu cevreye bagli olabilir kisinin ve yoreden yoreye degisir. Ama Turkce yazim kurallari degisiklik gostermez, agir siveli konusan birisi bile dogru sekilde yazabilir.
0
crown
(23.10.17)
evet
0
burya
(23.10.17)
Evet. Kesinlikle objektif bir kriter.
0
doxanikee
(23.10.17)
Herkesin fark etmeden de olsa dikkat ettiğini düşünüyorum. Konuşur gibi yazdığı için, yazılı olarak anlattığı şeyi anlamadığım insanlara, kelimeleri eksik ve yanlış yazan insanlara, dilimizi kötü kullanan insanlara önyargım var, bunu yapan bir üniversite hocası bile olsa, bulunduğu yeri hak etmediğine inanırım.
0
patty duke
(23.10.17)
''okumuş insan'' sayılıp doğru cümle yazamayan birisini çok ciddiye almam. ama gündelik konuşmada yazışmada filan çok takılmam, fazla obsesif buluyorum alakalı alakasız yerde ''ama de ayrı'' diye konuya giren tipleri.

ama dediğim gibi, anayasa profösörü adamın maymun gibi tweet atmasını sevmiyorum.
0
otonomo
(23.10.17)
Bence karşıdaki kim olursa olsun çok iyi bir filtre. İnsan kendi dilini doğru kullanmaktan aciz olmasın yani bir zahmet.
0
ms brownstone
(23.10.17)
Mesleğim gereği fazlasıyla takılıyorum ve bazen hataları düzeltmekten konudan kopabiliyorum. İnsanların bu kadar basit ve şekilsel şeyleri yapamamaları bana garip geliyor. Kültürsüz vs. değil ama dikkatsiz, özensiz olduklarını; zaman zaman ise zeka ile ilgili problemlerinin olduğunu düşünebiliyorum. Olumsuzlar hakkında net olarak karar veremesem de Türkçesi iyi olan insanların kültürlü vb. olduğunu düşünüyorum kesinlikle.
0
duyond
(23.10.17)
Evet. Kültürsüz, cahil demem ama popüler kültür beslemesi, ilgisiz olduğunu düşünürüm.
Bağlaç konusu özellikle önemli çünkü cümlenin anlamı kayıyor, saçmasapan bişey oluyor. Kelimedeki harf hatalarına çok takılmıyorum, noktalamaları da anlam bozulmadığı sürece tolere ediyorum. Edebi metin, makale vb. değilse tabii.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(23.10.17)
Evet ve evet
0
bloodymoon
(23.10.17)
Üniversite mezunu biriyse, yazdıklarını dikkate bile alamıyorum bazen. Böyle bir e-posta geldiğinde Word'e kopyalayıp yapıştırmıştım ve yazım yanlışlarını düzelttikten (de'leri, ki'leri uygun yerlerine koyduktan sonra) sonra okuyabilmiştim. Başka türlü yazılanı anlayamıyorum, okurken ana fikre gelemiyorum, içeriğe odaklanamıyorum.

Arada bir birkaç kelimenin yanlış yazılması önemli değil, herkesin başına gelebilir. TDK bazı dilbilgisi kurallarını 5-10 yılda bir değiştiriyor, senin öğrendiğin 10 yıl sonra yanlış bir bilgi haline gelebiliyor ama üniversite mezunu biri sürekli bir yazım yanlışı yapınca eğitime ve kendini geliştirmeye kapalı olduğunu düşünüyorum. Cahil olduğunu değil; cahil olmayı benimsediğini ve eğitimi reddettiğini düşünürüm. Okumamış biri bunu yapsa yargılamam. Virgül kullanımı çok zor, her yerde doğru kullanılamıyor; yanlış yerdeki virgülü de yadırgamam.

Şive ise apayrı. Şiveleri kültürel zenginlik olarak görüyorum.

Bu 'nbr', 'slm' gibi ifadeler bir mesajın iki kontör olduğu dönemden kaldı. Akranlarımın bir kısmı alışkanlıktan hala öyle yazar. 10 yıl 100 karaktere sığdıracağım diye maymun olmuş bir nesil helak oldu arada.

Karşı cinsle iletişimimde karşımdaki okumuş bir insansa çoook önemli. Şöyle söyleyeyim, 'İçkisi, kumarı yok. Karıya, kıza yan gözle bakmaz. Bir de bağlaç olan de'leri ayrı yazar' derecesinde.
0
aychovsky
(23.10.17)
evt yaklaş mamak mümkünmüki!
0
robokot
(23.10.17)
hepsine evet
0
sporty
(23.10.17)
Benim için yazım kurallarını bilip bilmemesi önemli açıkçası. bildiği halde kendi istediği gibi yazan kişilere karşı pek bi gıcığım yok. Çünkü ben de öyleyim. Mesela arkadaşım da öyle, cumhuriyet savcısıdır, ama internette beraber oyun filan oynarken ya da Chatlerde çok üstünkörü yazar. Hatta argo. Yazışmalarımızı o an görsen bizi kültürsüz filan görebilirsin belki yani...
0
ssiradanbirigibi
(23.10.17)
Evet.
0
jazzabel
(23.10.17)
nerede ve nasıl yapıldığına göre değişiyor. mesela yakın bir arkadaşımla mesajlaşırken, bir gönderi altında goygoy yaparken pek takılmıyorum ama konu ciddiyse yani en azından bir şeyleri anlatmayı amaçlayan bir yazıysa dikkat ediyorum. tabi tek tük hatalar göz ardı edilebilir bence, o an insan aklındakileri yazıya dökerken bir iki bağlacın, soru ekinin birleşik yazılması önemsiz yazının genelinde buna dikkat edilmişse. lakin bazı yazılar var ki okurken nasıl küfrediyorum anlatamam. bu yazım yanlışları arttıkça karşımdakinin cehalet kat sayısı da gözümde artıyor.

yazım yanlışları bir yere kadar ama şahsen karşımdaki insanı tamamen bitiren asıl şey türkçe kelime yerine özellikle yabancı kelime kullanmasıdır. içimdeki cengiz han açığa çıkıyor resmen, cahilliği falan geçtim doğrudan gerzek statüsüne ulaşıyor gözümde.

ölüm vuruşu ise hem yazım yanlışı yapıp hem yabancı kelime kullanıp üzerine bir de bunları matah bir şeymiş gibi savunması.

yukarıda yazdıklarım aynı zamanda her iki sorunun da cevabı.
0
issiz karga
(23.10.17)
Disleksi denen şeyden müzdarip olduğum için çok kötü yazdığım dönemler oluyor ve insanlar bana direk gerizekalı muamelesi yapıyor.
Elde olmayabiliyor bazen o yüzden çok çok saçma bir şey olmadığı sürece takılmıyorum.
0
fasulyek
(23.10.17)
tek başına yeterli bi filtre değildir tabi ki. adam düzgün türkçe ile yazıyor diye bu onun cahil olmadığı anlamına gelmez.

ama benim için filtrelerden biridir. türkçesi bozuksa karşı tarafın, baştan bi soğuma ve önyargı oluyor.
0
elorelia
(23.10.17)
evet evet evet!
(ayağa basar...)

karşı cinsi değerlendirirken çok iyi bir filtredir, düzgün yazıp da "benim bununla ne işim var" dediğim kimse olmadı. düzgün yazmaya çalışan insan özenlidir, hayatına da özen gösteriyordur. biliyor olması yetmiyor çünkü, bilip kullanmaması haklı çıkartmaz benim gözümde.
bilmiyorsa zaten kesin filtre, yazım kuralları ve imlayı bilmeyen biriyle ayrı dünyaların insanıyızdır, uyuşamayız. önyargıdan öte bir fikir oluşturur bende.

insanların buna dikkat etmemeyi tercih etmesini anlıyorum ama aynı empatiyi "niye bu kadar takıyorsunuz" diyenlerden bekliyorum.

disleksiyi görünce eklemeden edemedim, tabii ki bir bozukluktan ötürü yazamayanlar dahil değil bu genellememe.
0
Bruce
(23.10.17)
Evet. Kesinlikle.
0
MaNOfTheYear
(23.10.17)
Evet
0
i m cool with that
(23.10.17)
Bence de evet.
Cahil ağır kalır belki, belli bir bilgi birikimi olabilir ama bunu aktarma biçimi yanlışsa okuyamıyorum yazdıklarını. Şuna da rastladığım oldu; sohbeti çok iyi bilgili kültürlü duruyor, belli bir zeka seviyesinde falan ama bir yazışmaya başlıyorsun felaket. Haliyle ikinci durumun cevabına geçiyor olay, değerlendirme kriterime takılıyor ve soğuyorum.
0
Aman Sen de
(23.10.17)
kesinlikle bir önyargıyla yaklaşıyorum ama bunun çok da doğru olduğunu düşünmüyorum.
he ama "bu adam net kültürsüz, popüler kültür beslemesi, ilgisiz, cahil" falan da demem. o kadar abartmamak lazım bence.

ben çocukluğumda çok fazla kitap okudum. hep ablam sayesinde ama. yani ona özeniyordum, o çok kitap okuyordu ve ben de öyle oldum. ablam da annem babamdan görüp özenmiş onlar da çok okurlar. biz böyle bir ailede büyüdüğümüz için çok şanslıydık. her hafta sonu eve kitap alınırdı mesela çünkü bir önceki haftasonu alınan kitaplar okunup bitmiş olurdu. bizim yaşadığımız ilçede çok deli kitapçılar olmadığı için haftasonu yarım saat uzaklıktaki daha büyük ilçeye gidip oradan alırdık kitapları. kitap konusunda inanılmaz şımartıldım yani, bir gün bile "alamayız çok pahalı, daha yeni aldık ne gerek var, şimdi kim gidip alacak taa oradan kitap, bi haftasonumuz var zaten oturalım dinlenelim evde" falan demediler.

ama kitap dediğin pahalı bir şey aslında. hadi günümüzde e-book'lar var bi şekilde ucuza da okuma şansı var okumak isteyenin ama biz çocukken (90'ların başı) pahalıydı yani. hele daha eskilerde daha da pahalıydı. o yüzden çok da "cahil cühela, allah belanı versin" diyemiyorum. gene de istemsizce uyuz oluyorum ama. çünkü bu imla kuralları en çok çocuklukta öğrenilip yerleşiyor ama büyüyünce de öğrenilemez diye bir kaide yok. yazım kurallarını çocukluğunda öğrenememiş bir insanın büyüyünce bu eksikliğini fark edip oturup öğrenmesi lazım.

ama mesaj yazarken sesli harfleri yazmayanlara inanılmaz sinir oluyorum. onlar lütfen azalarak bitsin. iş maillerindeki kısaltmalara da sinir oluyorum. "FYI" ne ya. yıllarca "bye" gibi bir şey sandım onu ben :D

karşı cins değerlendirirken çok iyi bir kriter bence. tabiki trt spikeri gibi olun demem ama çok göze batan yanlışlar yapıyorsa ve sürekli yapıyorsa aramızda bariz bir kültür farkı var diye düşünürüm.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(23.10.17)
Evet, ister istemez fikirlerimi etkiliyor.
Arkadaşımla yazışırken ateşli ateşli bir şeylerden şikayet ediyor, anlatıyorsa vs "bende dedim ki" yazsa, "yuh, cahile bak" falan demem. Diğer bir çok durumda derim sanırım.

Benim en sinir olduklarımdan biri, "eylenmek, deyişik" falan diyenler. "Değim yerindeyse" vs yazanlar. Yahu hadi duya duya alıştın öyle sanıyorsun, hiç mi bir şey okumuyorsun da doğruyu öğrenmiyorsun?

Whatsapp/ Instagram/ Facebook vs gibi yerlerde de garip noktalama işaretleri kullanılmasını veya kelimelerin arasına emojiler sokulmasını hiç anlamıyorum. Biri bunu yaparsa hangi cins olursa olsun itici buluyorum. "Yine güzelmi güzel (kalp) (kalp) (kalp) bir Pazartesi (top emojisi) den herkeze (yonca yaprağıx4) şans diliyorum" falan yazan insanlar hayatın anlamını söylese, dönüp bakmam. Bilmesem daha iyi.
0
sopiro
(23.10.17)
Gercek hayatta tanistiysam takilmam, kisi onayimdan gecerek yazili iletisim safhasina ulasmis.

Cook gecmis zaman olur ki Resat Calislar'in "Bir ortamin/toplulugun ritmini yakalamak" ana fikrinde sahane bir analizi vardi bu konuya yakin sayilabilecek.

Bir ortamda/toplulukta yer edinmis, o ortamin ruhunu ve ritmini yakalamis kisiyi internet ortaminda "tabiki" derken bulabilirsiniz fakat bu kimsenin umrunda olmaz. Kisi gercek hayatta kendini kanitlamis ve ait oldugu grubun sartlarini saglayan bir bireydir.
0
perfectum
(24.10.17)
(4)

Kahvaltıda mideme dokunan ne olabilir?

demoniclewinsky
Kahvaltımda mideme dokunan bir şey var ama ne olduğunu bulamıyorum.Yumurta diye düşündüm, yumurta yerine omlet içeriğini (mantar, kaşar, biber) yumurtasız yaptım, olmadı, yine şişiyorum.Peyniri laktozsuz peynir ile değiştirdim (ki sütü de öyle içiyorum, o direkt bozuyor zaten) işe yaramadı.onun dışı
Kahvaltımda mideme dokunan bir şey var ama ne olduğunu bulamıyorum.

Yumurta diye düşündüm, yumurta yerine omlet içeriğini (mantar, kaşar, biber) yumurtasız yaptım, olmadı, yine şişiyorum.

Peyniri laktozsuz peynir ile değiştirdim (ki sütü de öyle içiyorum, o direkt bozuyor zaten) işe yaramadı.

onun dışında yediğim 4-5 adet zeytin, yarım domates ve carliston biber.
yanında çay içiyorum.
Ayda yılda bir de yarım dilim ekmek.

yok yani, kahvaltıdan sonra midem gur gur gurluyor.

Ama yine aynı saatte ,acelem fln olunca kahvaltı niyetine feast'in dandik hazır pizzasına kaşar ekleyip gömünce hiçbir şey olmuyor.

Ne dokunuyor bana, delirezeeem.

edit: omletimsi karışımda minik bir parça tereyağı kullanıyorum, domates biberin üstüne de yine hafif bir zeytinyağı ekliyorum.
Ama onları akşam yemeğinde yemek ve salatada kullanırken bir rahatsızlık vermiyor.

Uzun bir süredir benzer saatlerde ve benzer şeylerle besleniyorum. Acaba o bir şekilde böyle bir etki yaratabilir mi?
0
demoniclewinsky
(22.10.17)
@playing star again
domates,biber ve zeytini akşam salatada da yiyorum.o zaman dokunmuyor.
keza mantar da öyle.
0
🌸demoniclewinsky
(22.10.17)
Yumurtaya ara ver, şikayetlerin devam etmezse gastroentrolojiye git. Şikayetler devam ederse çaya ara ver. Çay olduğunu sanmıyorum amadiğer zamanlardan farklı olan tek yumurta ve çay var galiba.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.10.17)
Ac karnina biber yemek midemi rahatsiz eder benim, belki sabah yediginizle aksam yediginix arasinda fark.olabilkr.
0
red g
(22.10.17)
Bana bu dediğini hep ice tea yapar. Kahvaltıda çayı biraz fazla kaçırdıysam da çay da yapar. Bence yarın bir çaysız dene kahvaltıyı :)
0
dokuz koyden kovulan yazar
(23.10.17)
(13)

Çakma Aydın'ı Tanımlayan Sözcük?

gezegen olan pluton
Hani şu az buçuk bildiği veya bilmediği şeyi kendi uydurmaları ve bozuk mantığı ile doldurup; bilgili, aydın geçinen kesim var ya, bunları tanımlayan sözcük Türkçe'de ya da İngilizce'de var mı?
Hani şu az buçuk bildiği veya bilmediği şeyi kendi uydurmaları ve bozuk mantığı ile doldurup; bilgili, aydın geçinen kesim var ya, bunları tanımlayan sözcük Türkçe'de ya da İngilizce'de var mı?
0
gezegen olan pluton
(22.10.17)
tatlı su aydını var ama o pek uymuyor.
0
kosteklisaat
(22.10.17)
lümpen?
0
theseachange
(22.10.17)
lümpen'i biliyorum, ayak takımı tdk anlamı, alt sınıfı kast ediyor. Lümpen daha çok aydın değil de cahilliği ile gurur duyan kesim bence.
0
🌸gezegen olan pluton
(22.10.17)
Pseudo intellectual
0
dissendium
(22.10.17)
Aydın=entelektüel dersek çakma aydına da entel deriz.
0
i was made for you
(22.10.17)
yarı aydın -> eksisozluk.com
0
olanlaolunmaz
(22.10.17)
Suser sdgfkk. Az şey bilip çok şey bildiğini sanıyor çoğu.

Entel olabilir gibi.

Entelim dantelim, hani benim çanak antenim.
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(22.10.17)
Ilik
0
baldur2
(22.10.17)
Aydın ile entelektüel aynı değil ama entel olabilir.
0
elitist
(22.10.17)
cihangir solcusu
0
yetkili birine benzeyen abi
(22.10.17)
yarı cahil yeterlidir. aydınlığa değil, cahilliğine vurgu yapmak lazım ki kavram kirlenmesin.
0
hybridus
(22.10.17)
Sözde aydın en uygunu. Entel de yakın ama tam değil. Entellektüel insanla aydın insan aynı anlamı taşımıyor.
Ben günlük konuşmada boş teneke diyorum. laf salatası, salatacı dediğim de oluyor.

Edit:
Aslında "kifayetsiz muhteris" entel kelimesinden daha yaklaşık ifade ediyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(22.10.17)
türkiye'de liberal bu işi görüyor:)
0
renegade
(22.10.17)
(3)

patlıcanlı tarifler

balpolen
3-4 tane patlıcan var elimde ne yapabilirim bunlarla?karnıyarık, imambayıldı ve köz patlıcan salatası ve hünkar beğendi dışında.kızartma da secenek dışı arkadaşlar
3-4 tane patlıcan var elimde ne yapabilirim bunlarla?

karnıyarık, imambayıldı ve köz patlıcan salatası ve hünkar beğendi dışında.
kızartma da secenek dışı arkadaşlar
0
balpolen
(21.10.17)
patlıcan, domates, kırmızı biber, yeşil biber, soğan ve sarımsak kullanarak, çok güzel zeytinyağlı yemek yapabilirsin.

soğanı, kırmızı biberi, yeşil biberi çok az yağda kavur. sonra domatesleri kat ve bir iki çevir yalandan sonra küp doğradığın patlıcanları ve bütün sarımsakları tencereye at, biraz çevir ve kapağını kapat. sonra üzerine zeytinyağı ekle, pişsin, biraz soğusun, ye.
0
patty duke
(21.10.17)
Patlıcan pizza?

Ben şöyle yapıyorum; patlıcanları halka halka dograyip yağlı kağıt üzerine seriyorum. Üstlerini hafif zeytinyağı ile yağlayıp fırına atıyorum. Bu sırada domates püresi, sarımsak, karabiber, kekik ve nane ile bir sos hazırlıyorum. Patlıcanları çıkarıp üzerine birer kaşık bu sostan koyuyorum. Sonrasında fesleğen/nane yaprakları, zeytin ekliyorum. En üste de mozeralla ya da kaşar peyniri. Üzerine koyacaklariniz size kalmış fakat fesleğen ve zeytin sahiden çok yakışıyor. Tekrar fırına atıp peynirler eriyene kadar pişiriyorum. Patlıcan sevmeyen ben bunu bayağı severek yiyorum.
0
fraise
(21.10.17)
dolma
patlıcanlı börek
oturtma
patlıcan kebabı
kürdan kebabı
sebzeli pilav (bulgur veya pirinç olabilir)
tübyaz
ali nazik
patlıcan mücveri
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.10.17)
(2)

Yüzme malzemeleri-İzmir

helena
Şnorkel ve yarım palet almam gerek iki gün içerisinde ancak bornovadan gaziemire Decathlon'a gitmeye çok üşeniyorum. Başka nereden alabilirim havuz malzemelerini?
Şnorkel ve yarım palet almam gerek iki gün içerisinde ancak bornovadan gaziemire Decathlon'a gitmeye çok üşeniyorum. Başka nereden alabilirim havuz malzemelerini?
0
helena
(21.10.17)
Üşenmeye gerek yok, metro+izban en fazla yarım saat sürer.
0
murtiii
(21.10.17)
Bornova Zirai Araştırma'nın yakınlarında dalgıç malzemeleri satan bikaç dükkan varmış ben gitmediğim için yerini tam tarif edeeyeceğim.
Karşıyaka'da bulabilirsin. Dolmuş son durakta inince Gazi Lisesini sor, Gazi'ye yakın bir dükkan var. O dükkanda bulamazsan Aksoy'da da var o biraz daha uzak ama çok değil, yürüme mesafesi.
Kemeraltı'nda bulabilirsin. Metroyla gidersen pratik olur. Çankaya durağında in, Hisar Camii yakınında bikaç dükkan var.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(21.10.17)
(9)

bu elbise sizce nasıl?

holydreamer
eşime doğum günü hediyesi olarak düşünüyorum. ben havasını sevdim ama çok mu karmaşık ve boğaz detayı sıkıcı olur mu bilemedim.http://www.koton.com/tr/kadin-fahriye-evcen-for-koton-jeans-elbise/p/8KAK83524QW04Hbir alternatif daha ekledim.http://www.koton.com/tr/kadin-cicekli-elbise/p/8KAK83165EK76D
eşime doğum günü hediyesi olarak düşünüyorum. ben havasını sevdim ama çok mu karmaşık ve boğaz detayı sıkıcı olur mu bilemedim.

www.koton.com

bir alternatif daha ekledim.

www.koton.com
0
holydreamer
(18.10.17)
kısa kol ve dekolte lazım buna. bu hali ile kötü bence.

ikinci alternatif de pek hoş değil.

ama eşinizin tarzı böyle ise eğer ikincisi alınabilir. biraz kimono esintileri var.
0
elorelia
(18.10.17)
Tarzını, neyi giyip giymeyeceğini siz bilirsiniz tabii ki ama ben pek sevmedim.

Sanırım rahat ve çiçekli şeyler seviyor.
Şunlar nasıl?

www.koton.com
www.koton.com
www.koton.com
www.koton.com

(Bunları da çok beğendiğim söylenemez ama hem sizinkileri çağrıştıran hem de gözüme daha iyi gelenlerden toparladım bir şeyler.)
0
mutekebbir
(18.10.17)
ikisi de çok kötü. ikincisi bir nebze belki..
0
anksiyetik pia
(18.10.17)
rica ederim kumasi %100 polyester olan bir elbise alma.
0
pilav
(18.10.17)
ikisi de kötü
0
aquarium
(18.10.17)
polyester almayın lütfen.. ederi 10 tl olan kıyafeti 70 küsüre kaktırıyorlar, sonra da ucuz sanıyorsunuz.
viskoz, pamuklu, yün karışık, ipek alın.
polyester var polyester var bir de, mesela banana republic markasının polyesteri koton'dan daha iyidir.
0
nzessia
(18.10.17)
sizinkileri sevmedim. esiniz upuzun boylu 40 kilo bir kadın değilse almayın. kumaş topu gibi yuvarlanır.

öneri yapan arkadaşın 2 ve 4 numaralı linkleri çok hos. onlardan birini tavsiye ederim.
0
balik kraker
(18.10.17)
ayrica polyester konusuna katılıyorum ama konudan sapmayalim derseniz seçeneklerim onlar.
0
balik kraker
(18.10.17)
Birinciyi ben çok beğendim, hareketli bir model, detaylar güzel çalışılmış.
Yakayı bağlamadan serbest de kullanabilir veya isterse bi terzi yakayı değiştirebilir kaldırabilir de.
Kesinlikle 1. model diyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.10.17)
(1)

Evde kum torbası ? Kot kumaşı yada başka kumaş?

Fritz-X
Eve barfiks demiri aldım, güzelce kolidora monte ettim. Şimdi portatif kum torbası yapmayı planlıyorum ses çıkarmaması için zincir yerine paraşüt ipi gibi bir ip tamam da, kum torbasınin suni deri yerine kot kumaşinda diktirsem nasıl olur. Suni deri yada çadır brandasi ses yapar gibi geliyor. Sağlam
Eve barfiks demiri aldım, güzelce kolidora monte ettim. Şimdi portatif kum torbası yapmayı planlıyorum ses çıkarmaması için zincir yerine paraşüt ipi gibi bir ip tamam da, kum torbasınin suni deri yerine kot kumaşinda diktirsem nasıl olur. Suni deri yada çadır brandasi ses yapar gibi geliyor. Sağlam kumaştan ve zincir olmadan mümkün olduğunca sessiz nasıl hallederim. İçinde talaş kum ve tekstil parçaları koyucam dış kılıfı en az 6 ay gitsin fermuarlı olucak. Ekte örnek var bir tane
0
Fritz-X
(18.10.17)
Kot kumaşı olabilir. Daha sağlam olsun dersen tente brandası kumaşı olabilir. portatif sandalyelerde kullanılıyor ya, o kumaşlardan. Yalnız kumaşlar suni deri gibi pürüzsüz yüzeyli olmuyor, eldivensiz kullanacaksan derini zedeleyebilir.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.10.17)
(2)

yapılması en kolay ve kısa süren baklagil hangisi?

Sour
düdüklüde değil tencerede pişirebileceğim. kolay ve kısa sürede pişebilecek baklagil arıyorum.
düdüklüde değil tencerede pişirebileceğim. kolay ve kısa sürede pişebilecek baklagil arıyorum.
0
Sour
(18.10.17)
Yeşil mercimek +1 nispeten kolay haşlanıyor ve yemeği de salatası da çok güzel oluyor
0
voyager 1
(18.10.17)
Ufak taneli daha çabuk pişer. Sırasıyla;
1. En çabuk kırmızı mercimek pişer. Yemek olarak yapabilirsin,. soğan salça kavur pişirdiğin mercimeğe ekle.
2. Yeşil mercimek
3. Börülce, iç bakla, şeker fasulye
4. Diğer fasulye türleri
5. Nohut
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.10.17)
(5)

Yaşlanma ne zaman başlar ve gözle ilgili bir soru

yalnizliktan devren kiralik
23 yaşındayım. Kendimi eskiye göre baya yaşlı hissediyorum. Mesela 19 yaşıma göre. Hatta 21'e göre bile.Son 2 senedir bilgisayar başında 8 saat falan çalışıyorum, belki bu yüzden. Göz altlarım yanağım nasılsa öyleydi, canlı ve beyazdı. Şimdi şu eyelinerın kuyruğunu sürdüğümüz yerde hafif bir kahvere
23 yaşındayım. Kendimi eskiye göre baya yaşlı hissediyorum. Mesela 19 yaşıma göre. Hatta 21'e göre bile.

Son 2 senedir bilgisayar başında 8 saat falan çalışıyorum, belki bu yüzden. Göz altlarım yanağım nasılsa öyleydi, canlı ve beyazdı. Şimdi şu eyelinerın kuyruğunu sürdüğümüz yerde hafif bir kahverengilik gördüm. Bu beni inanılmaz bir tribe soktu. Gözaltı kremi aldım. Kullandım biraz ama çok bir şey değişmedi bence. Neyse çok gevelemeden üç sorumu özetleyeyim:

1. Yaşlanma ne zaman başlar? Şu an hissettiğim hiçbir şey mi? Ne zaman "gerçekten çok yaşlandım" diye hissediyoruz?
2. Çok bilgisayar kullanmaktan kaynaklı göz kenarımda böyle bir hafif kahverengilik oluşmuş olabilir mi? Çok dikkatli incelemeyince fark edilmiyor ama daha da yoğunlaşırsa diye korkuyorum. Eskiden sabah 7'de uyuyup öğlen 2'de uyanırdım hiç böyle bir sorunum yoktu. Şimdi 12.30-08.00 arası uyuyorum ama bu sorun var.
3. Sizce 23 yaş gençlik kapsamında nasıl değerlendirilir?

Teşekkürler.

Not: evet delirdim.
0
yalnizliktan devren kiralik
(18.10.17)
kendimi eskiye göre yaşlı hissediyorum diyebilmek için 35i geçmek gerek. şu an 19a göre yaşlıyım demezsin, 19a göre daha büyüğüm filan dersin ancak.

benim de gözlerin altı koyu biraz. yaş 26. ortaokulda bi kız vardı. kapkaraydı gözlerinin altı, tıpkı annesi gibi. biraz genetik. onun yaşlılıkla ya da bilgisayarla alakası yok.
0
elorelia
(18.10.17)
27 gibi hissetmeye başlamıştım, evlendikten sonra zaten direkt yaşlandım.
0
prezarlatif
(18.10.17)
Ailemde herkesin göz altları canlı ve beyaz, benim de öyleydi. Şimdi arkadaşım hatırlattı. Tatilde birkaç kez güneş kremi sürmemiştim yüzüme ve pancar gibi olmuştum. Bu yüzden mi oldu ki?
0
🌸yalnizliktan devren kiralik
(18.10.17)
vücuduna iyi davranmazsan 15inde de yaşlı hissedersin bence kendini..
0
redeath
(18.10.17)
Yaşlanma aslında doğumla başlar^_^
1. Yaşlandığına karar verme zamanı kişiye göre değişir. Ben 58 yaşıma girdiğim bu sene 60'a 2 kaldı falan demeye başladım. Zaman zaman yaşlılığın ayak seslerini duyar gibi oluyorum, 2 adım sonra kapımı çalacakmış gibi geliyor. Ancak dediğim gibi daimi bir his değil ara ara oluşan bi his. Genel olarak olgunlaşma aşamasında olma hissi hakim.
Yaşlıyım demek için 75 hatta 80'in geçmesi gerek. İhtiyarladım demek için 90 olmam gerek.
(Ayrıca yanlış bilmiyorsam 7 yılda bir bütün vücudumuz yenilenmiş oluyor, en fazla 7 yaşında oluyoruz diye de düşünebiliriz pekala ^_^)

2. Evet tabii ki olabilir. Sağlıklı şeyler yersen, uyku düzeninle oynayıp metobolizmanı yormazsan düzelir.

3. Ne güzel bir yaş olarak değerlendirirlir. Gençliğin başlangıcı :)

Yok delirmedin, ara ara o his olabiliyor sonra geçiyor. Hem yaşlanmak kötü bişi değil, tadını çıkardığın her yaş güzel. Tadını çıkarmaya bak.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.10.17)
(8)

Sosyal sorumlukuk

hrvl
Sevgili duyuruseverler, sosyal sorumluluk adlı bir seçmeli ders için proje hazırlamamız gerekiyor. Hocanın şartı klişe olmayacak, orjinal bir fikir olacak. Yani ihtiyacı olan öğrencilere kıyafet alalım, huzurevi ziyaret edelim gibi şeyler değil. Var mıdır fikri olan? Beynim yandı benim.
Sevgili duyuruseverler, sosyal sorumluluk adlı bir seçmeli ders için proje hazırlamamız gerekiyor. Hocanın şartı klişe olmayacak, orjinal bir fikir olacak. Yani ihtiyacı olan öğrencilere kıyafet alalım, huzurevi ziyaret edelim gibi şeyler değil. Var mıdır fikri olan? Beynim yandı benim.
0
hrvl
(18.10.17)
artık kimse hayal kurmuyor çok karamsar bir millet olduk, insanlara geleceğe umutla baktırıp HAYAL kurmalarını sağlayabilirsiniz, hem masraf da gerektirmiyor..
0
redeath
(18.10.17)
çocuklar çok acımasız olabiliyor. aileden, çevreden ya da televizyonda gördüklerinden dolayı şiddete meyilli olabiliyor. özellikle yoksul çevrelerdeki devlet okullarında buna yönelik bir şeyler yapılabilir belki.
0
rahip janick
(18.10.17)
evs sayfasını inceleyin. gönüllülük programlarında yapılanlar belki size fikir verebilir.
0
balik kraker
(18.10.17)
Biz mülteci, ailesi olmayan çocuklara Türkçe ve İngilizce öğretiyoruz arkadaşlarımla. Dil öğretiğimi, yetenek kazandırma vs olabilir onlarla ilgili.
0
EyLüL Kizi
(18.10.17)
benzer bir ders için barınaklardaki hayvanlar için insanlara mama toplama ve bilinçledirme kampanyası yapmıştık.
0
pinkpeony
(18.10.17)
Çevrenizdeki şehit ailelerini ziyaret edin. Sadece maddi yardım değil, durumu iyi olsa bile ufak bir hediye ile ziyaret edip, hallerini hatırlarını sormak, ellerini öpmek, acılarına ortak olmak, onlar için büyük moral kaynağı olacaktır. Bayrak alabilirsiniz mesela.

Eğer daha da geniş olmasını istiyorsanız, çocuğunu kaybeden tüm aileleri ziyaret edin.


.
0
kartallar yuksek ucar
(18.10.17)
Her yaşlıya bir torun ya da her çocuğa bir dede / nine gibi bi proje daha önce uygulanmadı sanırım.
Kardeş aile, abi abla projelerine benziyor ama özü göç ve şehir bütünleştirmesi olmadığı için farklı bir uygulama olur diyebiliriz bence.
Huzur evleri ve çocuk yuvaları kaynaşması olabilir, genişletilebilir...
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(18.10.17)
Çöp toplama.
0
bebekkoala
(18.10.17)
(2)

sözlükte başlık birleştirilmesi

nickfury
iki başlık var yazım farklılığından kaynaklanan, aslında birleştirilmesi gerekiyor. Bunu nasıl bildirebiliyoruz modlara?
iki başlık var yazım farklılığından kaynaklanan, aslında birleştirilmesi gerekiyor. Bunu nasıl bildirebiliyoruz modlara?
0
nickfury
(16.10.17)
başlığın altında taşı butonu var. gerçi herkeste yok sanırım.
0
tepedeki psychedelic adam
(16.10.17)
Başlığın altında "taşı" butonu var. Bütün yazarlarda çıkmıyor olabilir. Sende görünmüyorsa başlığı ver ben taşıtayım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.10.17)
(11)

Annem

parcaliham
Hiç doğduğunuz için annenizin hayatını bir şekilde kötü hale getirdiğinizi düşündünüz ve içiniz daraldı mı? Benim arada bir daralıyor. Annem, dışarıdan modern görünen ama baskıcı bir koca (ki babam oluyor işte) ile evlendiğinde 18 yaşındaydı. Çocuklarının ardından kendisine pek yaşayacak hayatı kalm
Hiç doğduğunuz için annenizin hayatını bir şekilde kötü hale getirdiğinizi düşündünüz ve içiniz daraldı mı? Benim arada bir daralıyor. Annem, dışarıdan modern görünen ama baskıcı bir koca (ki babam oluyor işte) ile evlendiğinde 18 yaşındaydı. Çocuklarının ardından kendisine pek yaşayacak hayatı kalmadı. Şu an bile halen sadece ev işleri ile uğraşıyor. Geçen gün baş başa kaldığımız anların birinde, yapmak isteyip de yapamadıklarından bahsetti ve içim acıdı. bir diğer durum da, onunla çok fazla zaman geçiremiyor oluşum. bir türlü olmuyor. olduğu zaman da ufak hareketleri beni sinirlendiriyor. böyle söyleyince saçma durduğunun farkındayım ama ailede herkes, ben de dahil olmak üzere onu eleştiriyoruz, yargılıyoruz sürekli.

ve ben gecenin bazı saatleri kendi evimide bulaşık yıkarken bu anları düşünüp o kadar pişman oluyorum ve o kadar çaresiz hissediyorum ki belki beni hiç doğurmasa ve belki evlenmese daha güzel bir hayatı olabilirdi diye düşünüyorum.
0
parcaliham
(16.10.17)
sen doğmasan başkası doğacaktı değişen bir şey olmayacaktı. annenin bu durumunu değiştirmek senin elinde. hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olabilirsin, kadını alıp gezmeye, tatile götürebilirsin vs.
0
sta
(16.10.17)
Benim de annemle ilgili çok derin yaralarım var, seninkilere benziyorlar. Annelerimiz erken yaşta evlenip çocuk sahibi oldular ve evet bir daha geri gelmeyecek gençliklerini hiç yaşayamadılar. Bu düşünce beni de çok fazla üzüyor. Ancak senden farklı olarak burada kendimi sorumlu hissetmiyorum. Benim gözümde annemin gençliğini çalan sorumluluar; babam ve anneannem/dedem. Hiçbirisini de sevmem. Eğer ben olmasaydım annem bugün daha mutsuz ve korumasız olurdu, ben böyle düşünüyorum. Ben annemi bugün koruyorum ve onu mutlu etmeye çabalıyorum. Annemin gençken yapamadıklarını onunla yapmaya çalışıyorum. Misal bu yıl çok fazla yer gezdik gördük. Bu benim annemin gençken yapmak isteyip yapamadığı bir şeydi ve annem çok mutlu oldu. Bundan sonra da böyle devam etmeyi düşünüyorum. Eğer ben olmasaydım annemi bu yaşında bile koruyan ve cidden önemseyen birisi olmazdı, onu mutlu etmeye çalışmazdı ve annem tamamen yalnız olurdu. Sen de böyle düşünüp anneni mutlu etmeye çabalarsan iyi olur.
0
shin
(16.10.17)
"Geçen gün baş başa kaldığımız anların birinde, yapmak isteyip de yapamadıklarından bahsetti ve içim acıdı."

bunu külliyen üzerine alınıp kendini suçlamışsın, sonra da ben olmasam daha iyi gibi gitmiş düşüncelerin. şimdi olsa fazla düşünmem üzerine muhtemelen ama, daha küçükken benzer konuşmalar geçtiğinde ismini koyamadığım bir suçluluk hissederdim, hani senin dediğin gibi "ben doğmasam annem daha iyi olurmuş sanki"ye kadar gidiyodu aklımdan geçenler.

düşüncesi bile acımasızca gelebilir ama, sen doğana kadar bir sürü şey yapabilirdi yapamadığı neyse onlarla ilgili, "sen doğdun da okula devam edemedim/gidemedim" "şu işi yapmak, şuraları gezmek isterdim" gibi şeylerse engel olan sen değil akrabalarınız anneanne babaanne dede amca teyze kim varsa başka ve aralarındaki ilişkilermiş diye düşünmeye başladım bir aşamada ben (annem tarif ettiğine benzer konuşmaları çokça yaptı bana, bir de üstüne babaannem yaptı çünkü annem çalışırken babaannem bakardı bana).

isteyip de yapamadığı neymiş annenin yazmamışsın annenin, saçma örnekler veriyosam mazur gör, aklıma ilk gelenleri yazıyom: mesela 1 haftalığına madrid'i görmek istiyosa bu işin içinde baban var, "hanım gel ufağı da alalım gidelim" demiyosa ve maddi bir engel de yoktuysa; ya da "hanım parcaliham'i annemlere/annenlere bırakalım gidelim ben de izin alırım" demediyse olmamıştır tabi.

okul, meslek vb. şeyler için de geçerli bunlar. annenin babanla evlenmiş olmasında da 18 yaşında evlenmiş olmasında da senin zerre etkin yok.
0
dafaisss
(16.10.17)
Evet bence de ,geçmişi düşünme ve geleceğe odaklan.Doğmasaydım diceğine hayallerine ne kadar katkıda bulunabilirsin bunun yollarını ara bence. Benim annemde çok çok zeki biridir,dedem ölünce evlendirmişler,okuyayamamıs.Okusa eminim çok iyi yerlere gelirdi.Bizi okuttu,ablamın şu an çok iyi bir işi var,benim de olucak kısmetse.Ve biz de zamanımızın çoğunu annemle geçiriyoruz,onu mutlu etmeye çalışıyoruz,seyahatlere götürüyoruz.İmkanları zorlayarak gerekirse ve içimizden geldiği için yapıyoruz bunları.
0
maria puder
(16.10.17)
evet oluyor. çalışıyorken ben doğunca bırakmak zorunda kalmış. (patronu iğrençmiş benim 40ım bile çıkmadan iznini bitirmiş. annem lavaboda sütlerimi sağardım ağlaya ağlaya diyor) senelerdir aynı iş hikayelerini anlatır durur, çalışmayı o zaman çok sevdiğini söyler. beni yuvaya vermeyi düşünmüşler ama o zaman çok fazla çocuk dövme, gazla uyutma haberleri falan çıkıyormuş güvenememişler. benim yüzümden işten çıkmış yani.

belki ben doğmasam kadın çalışıp mutlu olacaktı, şimdi sürekli evin içinde, hani fakir değiliz ama sürekli gezebilecek kadar paramız da yok o yüzden kadın kısılıp kalmış bir şekilde. bir keresinde söylemiştim bana saçmalama falan diyip kızmıştı. ben de annemi çok seviyorum ama bunu dile getirmiyorum, ya da sürekli tartışıyoruz vs.
(en basitinden geçen gün çalışmak kölelik, başkasına para kazandırmak falan dedim hemen celallendi işte ÇALIŞMA O ZAMAN GENÇLER NİYE BÖYLE ANLAMIYORUM BEN şeklinde daha da uzatarak konuyu bağrındı. ben de bebek olmadığımdan dolayı cevap veriyorum iş uzuyor, gereksiz gerginlik) ama dediğin gibi bazı bu tarz şeyleri düşündükçe çok üzülüyorum
0
dedi ayca
(16.10.17)
ya gece gece çok dertlendim şimdi ben de :( vicdanım rahatsız, gözlerim falan dolu dolu oldu :(
0
dedi ayca
(16.10.17)
Ne yazık ki bu coğrafyada genelde başka seçenek olmuyor kadınlar için.
Evlense doğurmasa, kısır diyecekler daha beter baskı altına alacaklar, belki boşanacak çevreden dul kadın baskısı görecek.
Hiç evlenmese, kendi ailesi habire sıkıştıracak "bak biz öleceğiz sen tek kalacaksın haydi haydi" diye.
Sen olmasan da başka bir çocuk getirecekti dünyaya, işler o şekilde yürüyor.
Yukarda da yazmışlar, yapabileceğin tek şey elinden geldiğince hayallerinin elinden tutmak. Görmek istediği yer varsa götür, ekonomik bağımsızlık istiyorsa ozel günlerde altın al ne bileyim...
0
Sulfoxaflor
(16.10.17)
senle alakası yok olayın, toplumda kadının yeriyle ilgili. sen doğmasan başka bi tane doğurup yine aynı noktaya varacaktı annen. ama elinden bişey geliyorsa ve yapmıyosan o senin eşekliğin oluyor biraz.
0
elorelia
(16.10.17)
Seninle alakası yok +1
Annem babası çok küçük yaşta ölünce annesi onu okuldan almış, bana yardım edersin demiş. Babamla evlendiklerinde çok çok genç değilmiş, bu sebeple kendi annesine çok hıncı, kızgınlığı vardı. Babam da çok ezmiş, bir de çapkınlık yapmış. Annem hayatı boyunca bu iki sebepten dolayı hayata kızgın ve kırgın oldu. Bizi - çocuklarını - gözünden sakındı. Ama bu travlamalar Alzheimer'a sebep oldu. Geçmişte olan geçmişte kalmalı. Şimdiki zaman önemli. Ne zaman aklıma geçmişte yaşadığım bir haksızlık gelse, derin bir nefes alıp kendimi ve buna sebep olduğunu düşündüğüm kişiyi affediyorum. Çünkü bu yükü taşıyacak gücüm / enerjim yok. Şu hayatta mutlu şeylere odaklanmak gerek.
0
SiyamkedisiZorro
(16.10.17)
Herkes yaptıklarından kendi sorumludur. Annenin evlenmesi, cocuk yapmaya karar vermesi ve seni dogurmasi onun verdiği kararlardi. Değiştirmek isteseydi değiştirebilirdi. Insan pişman olabiliyor ancak pişman olmasi aldığı kararlarin sorumlulugunu baskasinin uzerine alabileceği anlamina gelemez. Dünyaya gelmek icin sen karar vermedin, o karari annen verdi. Cok basit dediklerim ama böyle.
0
coca cola
(16.10.17)
Senin doğumunla ilgili değil o durum. Çocuğu olmasaydı da benzer bi hayat yaşayacaktı ve büyük olasılık şimdi daha mutsuz olacaktı. Senin varlığın ona yaşama sevinci veriyordur. Sen iyi olmaya bak, sen iyi oldukça o da iyi hisseder.
Bir de çocuklar biraz büyüyünce kendimizle ilgili düşünme fırsatımız oluyor. Aynısı bende de oldu. İsteklerini yapmak için geç kalmış değil. Ben 58 yaşındayım, hâlâ her sene kendime bi hedef belirliyorum, bazen iki üç hedefim oluyor. O yıl bitmeyeni sonraki yıllarda devam ettiriyorum. Annene bu yönde destek olabilirsin.
İleri yaşlarında büyük işler yapabilen insanlar var, eh malum artık internet sayesinde örnek bulmak da kolay. Google amcaya sor, bir çok örnek bulabilirsin.
Manken dede var bir tane mesela, veya teknesiyle dünya turu yapan bi teyze var. Zaten belli başlı isler fatihSultan değilsen biraz daha geç yaşlarda yapılıyor genel olarak. Adı bu güne kadar gelebilmiş insanların çoğu buna örnek esasında. Yani geç değil tam vakti de olabilir annen için. Bunu fark edebilirse tabii. Farkındalık da senin yardımınla gelişebilir pekala :)

Çok zaman geçirme belli bi yaşa kadar olur, sonrası çok sağlıklı değil. Vaktin miktarı değil niteliği önemli, nitelikli zaman geçirmeye bakın.

Eleştirmeyi yargılamayı kesersiniz sanırım. Madem fark etmişsin, daha da yapmazsın, yapılmasına meydan vermemeye çalışırsın diye düşünüp bu konuda bişey demiyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(16.10.17)
(10)

Uyuşturucu kullanan birine ne yapılabilir?

utkumon
Kuzenim her türlü uyuşturucunun dibine vurup sağa sola saldırıyor. Tedavi de olmak istemiyor. Kendi rızası olmadıkça hastaneye yatırılamıyormuş. Ee ne yapıcaz biz böyle ?
Kuzenim her türlü uyuşturucunun dibine vurup sağa sola saldırıyor. Tedavi de olmak istemiyor. Kendi rızası olmadıkça hastaneye yatırılamıyormuş. Ee ne yapıcaz biz böyle ?
0
utkumon
(13.10.17)
kovun evden.
0
glamdr1ng
(13.10.17)
hangi uyuşturucuymuş bu sağa sola saldırtan merak ettim.
0
La Femme D'argent
(13.10.17)
ne içiyor ki?
0
vayezikhan
(13.10.17)
1) madde ile bağı kesilecek kriz dönemini atlatana kadar , madde bulmasının önüne gecilecek.gerekirse bağlanacak.hapis tutuklama vb.
2)gerçekten bırakıp bırakmak istemediği tespit edilecek. Birakacam deyip yalan söyleme ihtimalleri çok fazla.
3) kriz dönemi ve düşkünlüğü bitince arkadaş ortamı ile bağı kesilecek. Yaşadığı şehir değiştirilecek. Güvenilir bir tanıdıkta köy vb. Bir yerde Kontrol altında tutulacak.
4) Bir işle oyalanması sağlanacak.
Uzun süreli kontrol altında tutulup sağlıklı düşünebileceği bir evreye kadar bırakılmayacak.
Çok zor ve uzun bir süreç geçmiş olsun , umarım ise yarar.
0
scorpion37
(13.10.17)
@scorpion o kadar yardırmışsın da ne maddesi onu da söyle anlamışsın belli ki.
0
La Femme D'argent
(13.10.17)
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.10.17)
tanıdık var uyuşturucu kullanmıyor ama sağa sola saldırıyor, öfkesine hakim olamıyor. 112 acil aranılıp polis eşliğinde adana akıl hastanesine götürülüyor. orda kuzu gibi olup geliyor.
0
for day to break
(13.10.17)
polisi arayabilirsiniz.
0
e haliyle
(13.10.17)
parayı nerden buluyo o da önemli. dibine vurmadan kastınızı bilmiyorum ama tahminen düzenli bir işte çalışamaz olsa gerek, ya da bulsa da süreklilik sağlayamaz.

burnu sürtmeden akıllanmaz diye düşünüyorum ben.
0
dafaisss
(14.10.17)
112 ve acil durumu kendisi maddeyi bırakmayı istemediği sürece işe yaramaz. Çünkü hastaneye gittiğinde psikiyatrist kendisine maddeyi bırakmak isteyip istemediğini soruyor istemiyorsa ayaktan tedaviyle bırakıyorlar. ancak birinci dereceden yakını sulh hukuk mahkemesine başvurduğunda kararda zorunlu yatarak tedavi ile ilgili bir şey geçiyorsa kararla toplum sağlığı merkezlerine gittiklerinde acil sevk ile yatışı yapılabilir. ama yine mahkemeden vasilik kararı çıkartmakta da fayda var.
0
forrestgumpinkosusu
(14.10.17)
(5)

türkçe'de bir benzetme kalıbı arıyorum.

bir sevgi faresi jamal
hani iki kişi birbirine aşıktır da "biz aynen x'le y gibiyiz" derler.tencere kapak gibi ama sanki daha romantik. ingilizce'de "peas and carrots "diyebir deyim var. bezelye ve havuç gibi. bizim dilimizde ne var tam olarak? aklıma gelmedi.
hani iki kişi birbirine aşıktır da "biz aynen x'le y gibiyiz" derler.

tencere kapak gibi ama sanki daha romantik. ingilizce'de "peas and carrots "diye
bir deyim var. bezelye ve havuç gibi.

bizim dilimizde ne var tam olarak? aklıma gelmedi.
0
bir sevgi faresi jamal
(13.10.17)
et ve tirnak
0
partizan
(13.10.17)
etle tırnak gibiyiz, oldu mu? olmadı sanki ahaha.
0
doxanikee
(13.10.17)
Leyla ile mecnun
Kerem ile aslı
Ferhat ile şirin
0
diffarentiationation
(13.10.17)
kumrular gibi, çifte kumrular
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.10.17)
Balla kaymak olabilir. Şarkı da vardı bi tane böyle.

Etle tırnak da olur ama o daha çok sevgililer için değil, sıkı dostlar, arkadaşlar için uygun olur.
0
kibritsuyu
(13.10.17)
(4)

abiye elbise dezenfekte etme yöntemleri

me23
soğuk suda sabunlu suda biraz bekletmek abiyeye zarar verir mi? kuru temizleme harici önerileriniz nelerdir?
soğuk suda sabunlu suda biraz bekletmek abiyeye zarar verir mi? kuru temizleme harici önerileriniz nelerdir?
0
me23
(13.10.17)
su spreyi sisesinin icine birkac damla beyaz sirke geri kalani icme suyu olacak sekilde doldur, ozellikle kokan yerleri tamamen islanmayacak sekilde fisfisla, sonra havadar bir yere as, evde votka varsa ama aromasi falan olmayan sade duz olanindan ayni sekilde onu da kullanabilirsin.
diger bir secenek gun boyu uv isinlariyla steril olacak sekilde kapali balkon gibi bir yere asmak, resmen gunes isigiyla yikiyorsun.
baska bir secenek buhar veren bir aleti biraz mesafeli tutarak sanki utuler gibi etrafinda gezdirmek, bunu birden fazla kere yapman gerekebilir.
0
mavicorap
(13.10.17)
Ben bir zararını görmedim. Hatta abiyelerin kirli kısımlarını sabunla çitileyip, tamamını ılık sabunlu suda bir müddet bekletiyorum, sıkmadan fazla suyunu alarak, sererek kurutuyorum. Kola gerektirmeyen abiyeleri kuru temizlemeye vermeden evde temizliyorum.
0
elikası
(13.10.17)
Düsük ısıda makineye atılabilir 30 derecede falan
0
hernezıkkımsa
(13.10.17)
@mavicorap+1

Yalnız saten tarzı su lekesi tutan bir kumaşsa sıvı ve buhar olmaz, güneş tek seçenek.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.10.17)
(4)

Kanser hastaları telkin?

Lozturkmen
Merhabalar, babam kanser hastası durumu kritik değil ama biliyorsunuz ki bu hastalıkta moral çok önemli ve babamın moralini maalesef yükseltemiyoruz. İnternette gezinirken telkin müziklerini gördüm. Sizce bu hastalık için telkin müzikleri satın alsam işe yarar mı? Yoksa para tuzağı mı?
Merhabalar, babam kanser hastası durumu kritik değil ama biliyorsunuz ki bu hastalıkta moral çok önemli ve babamın moralini maalesef yükseltemiyoruz. İnternette gezinirken telkin müziklerini gördüm. Sizce bu hastalık için telkin müzikleri satın alsam işe yarar mı? Yoksa para tuzağı mı?
0
Lozturkmen
(13.10.17)
Denediniz mi? Babama çaktırmadan yapmak istiyoruz biraz da.
0
🌸Lozturkmen
(13.10.17)
Telkin değil de babanızın zamanlarından kalma nostaljik müzikler mi açsanız? Nostaljik her zaman iyi gelir derler ya. Ben aşkın nur yengi falan dinleyince çok mutlu oluyorum. Hem de arka planda çalması çok sırıtmaz.

Tabii ki terapist +1
0
jazzabel
(13.10.17)
babanız 50 yaş üzeriyse dinlediği müzik türü yüksek ihtimal türk sanat müziğidir. malum tsm bir bunalım bir tür, pek girişmeyin nostaljiye eğer tsm ciyse. bir de geçmişi hatırlatması ter etki yaratabilir. "gençlik ne güzeldi yaşlandık kanser olduk, hayat bitiyor" gibisinden. tatile çıka imkanları varsa, emekliyse annenizle 5 - 10 günlüğüne kafa dinlemek için bir yerlere gitmesini tavsiye edin. içinde bulunduğu haleti ruhiyeden çıkması için içinde yaşadığı ortamdan -mekan olarak- uzaklaşması önemli diye düşünüyorum. tedbil i mekanda ferahlık vardır. onun dışında yapmak istediği, yapamadığı, heves ettiği hobileri varsa bunlara yönelebilir. önemli olan hayatın içinde olması, hastalıktan dolayı kendi içine / çevresine kapanıp yaşama inancını kaybetmesine engel olmak.

ek olarak terapist +1

geçmiş olsun, umarım kısa sürede iyileşir.
0
issiz karga
(13.10.17)
Telkin müzikleri benim içimi bayıyor, babanı da ben gibi rahatsız etme olasılığı var. Baban ne tür seviyorsa o tür müzikler dinlesin.
Moral öyle müzikle gelmez ama müzik anlık iyi hissetme sağlar duygu durumunu iyi tutmada yardımcı olur.

Terapist iyi olur, direnir gitmezse sizin de yapabileceğiniz şeyler var.

Öncelikle çevresinde negatif insan barındırmamaya çalışın, negatif hiç bir şey okumasın, dinlemesin. Haberlerden uzak tutabilirseniz çok çok iyi yaparsınız.

ikinci olarak onun yaşama nedeni bulmasına yardımcı olun yönderlik edin, emeğinizi zamanınızı en çok buna harcayın. Önce bunu kendi aranızda konuşarak, onu dahil etmeyerek yapmak iyi olabilir. Baştan baltalama veya bıkkınlık gelme risklerini kaldırmış olursunuz.
Onu hayattan soğutan yaşama enerjisini düşüren bir olgu varsa ya kaldırmaya/ düzeltmeye yöneltin olamayacak gibiyse olduğu gibi kabul etmesi gerek.
Babanı tanımadığım için yol yöntem önermekten çekiniyorum sizin uygun yöntemi bulmanız lazım. Kendi hoşlandıklarınız, sevdikleriniz, rahatsız olduklarınızı bi kenara itip onu gerçekten anlamaya yönelmeniz lazım. Olaylar olgular herkese farklı yansır. Asla kendiniz gibi değil hep onun açısından bakarak yaklaşabilirseniz sorunun çözülmesinde katkı sağlayabilirsiniz.
Yani; babanı harekete geçirecek yaşam enerjisini kazandıracak , iyi hissettirecek şeyi o biliyor, bulmasına yardımcı olmak size kalıyor.

Sizin ona ihtiyacınız olması tahminen ona çok kuvvetli yaşam enerjisi verebilir. Babalar koruma kollama içgüdüsüne kolay karşı koyamaz, ama bazen bu da çalışmıyor onu da söyleyeyim.
Kanser hastalarından atlatanlar olduğunu bilmek yardımcı olabilir. Bir örnek de benim. Deneyimlerimi bakış açımı ara ara burada ve ekşiye yazdım yardımcı olacağını düşünüyorsan okutabilirsin.

Geçmiş olsun:)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.10.17)
(9)

Bucket list (Türkçe ifadesini bilemedim)

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Yapıyor musunuz? Neler var bakiim listenizde? (Yapmıyorsanız yapın. Benim gibi ömrün son demlerine bırakmayın siz de :)Listede olup yaptıklarınız oldu mu? Ben birkaç gün önce ciddi ciddi yapmaya başladım. Daha 4 maddecik yazabildim. Biri eski demiryolu hatlarında seyahat etmek. Bu epeydir aklımda o
Yapıyor musunuz? Neler var bakiim listenizde? (Yapmıyorsanız yapın. Benim gibi ömrün son demlerine bırakmayın siz de :)
Listede olup yaptıklarınız oldu mu?

Ben birkaç gün önce ciddi ciddi yapmaya başladım. Daha 4 maddecik yazabildim.
Biri eski demiryolu hatlarında seyahat etmek. Bu epeydir aklımda olan isteğim. O nedenle listenin en başında.
Bol ara istasyon inmeli binmeli yaacağım. Bütün ara istasyonlarda inesim var ama sefer saatleri izin vermez sanırım o kadarına.
Hayali bile çok güzel yaa:) Hele de kara tren seferleri olsaydı dadından yenmezdi. Neyse, artık yapçak bişi yok, bulabildiğim en yavaş trenleri seçerek yolu daha keyifli hale getirebilrim diye düşünüyorum. En azından istasyonlar eski istasyonlar. Metro heryere yayılmadı sonuçta. Traverslerin değişmediği hatlar, sundurmaların, yolcu bekleme koltuklarının, bilet gişelerinin olduğu gibi kaldığı istasyon doludur zannımca. Bakıp göreceğiz artık.

Sonuncu madde de kesinleşti. Hatta o burada bir soruyu cevaplarken oluştu. Cevap yazarken aklımda olanları derli toplu yazıya döktüm ve sonra listeme aldım. Galiba liste yapmaya iten de o cavaptı. Hayat böyle ilginç bağlantıların uzmanı değil mi zaten :)
soru şuydu: www.eksiduyuru.com

Arada kalan iki madde daha netleşmedi. O maddler biraz alışılmışın dışında, yapabilir miyim, nasıl yaparım bilemiyorum... ^_^
Nasıl yapacağıma karar verince vaya yaparsam editlerim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.10.17)
Bende yapiyorum. Pinterestre guzel ornekler var. Konu konu ayirmislar. Ordan almistim.
Ne var? hirvat bi arkadasima ozendim daglara cikicam biri bu.
0
wishmaythşngs
(12.10.17)
benim listemde hayatımın geri kalanını sevdiğim adamla birlikte inşa edeceğimiz orman içinde bir evde geçirmek ve mümkün olduğunca tüketimimizi sınırlayarak kendi kendimizi idare etmek var. böyle anlatınca çok rüya gibi, olmaz gibi geliyor ama olduracağız bence. emekliliği falan da beklemeyeceğiz, ben inanıyorum ki 10 seneye kadar sizlere o huzurun içinden yazacağım.

sonra karavanla bir bölgeyi turlamak var aklımda. amerika turu olabilir. böyle popüler şehirleri falan değil ama. dağlık bölgeleri, coğrafi anlamda türkiye'de olmayan, sadece amerika'ya bahşedilmiş o doğal güzellikleri falan haritadan işaretleyip hepsine bir bir gitmek istiyorum. tabi gene onunla.

çok daha yakın ve kesin plan olarak çadırla türkiye turu yapacağız. ben daha önce ailemle yapmıştım küçükken. (çadırla değildi tabi.) her yeri olmasa da çoğunu hatırlıyorum. şimdi o da görsün istiyorum. adıyaman'da güneşin batışını seyretmeden, karadeniz'de bulutları tepeden görmeden ölmemek lazım.

senin için de bir öneriyle geleyim. istediğin gibi istasyonlardan, trenlerden avrupa'da bolca mevcut. neden interrail yapmıyorsun?

www.euractiv.com
bak bu harita avrupa'daki ve malesef ülkemizdeki tren yollarını gösteriyor. bizde ne kadar az, ama avrupa'da neredeyse her ilçede bir tren istasyonu var. çoğu da filmlerde gördüğümüz gibi küçücük, tatlı yerler.

bir de şu ve benzeri çok video var. mutlaka izlemelisin. benim çok hoşuma gidiyor. www.youtube.com
0
istanbul kanatlarimin altinda
(12.10.17)
@wishmaythşngs,
Popüler olanlarla ilgili bi blog yazısı görmüştüm, "aslında oralar öle değil" içerikli bi yazıydı. Bazı fotoğraflarda durumu biraz abartmış ama popüler olanın da böyle bi riski var.
Dağlar güzel fikir. Öyle popüleritenin zedeleyeceği bişey de değil, çünkü dağ çok ve nispeten zor.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.10.17)
Yapıyorum. Kuzey ışıklarını görmek bunlardan biriydi. Geçen sene izlanda'ya gittik göremedik şansımıza, hep kapalıydı hava. Ama daha iyi oldu, tekrar gitmeye bahane var:)
0
peggy
(12.10.17)
@istanbul kanatlarımın altında,
Olmaz gibi gelmesin hiç, öyle doğada yaşam kuranlar var çünkü. Küçük gruplar halinde veya aile olarak benim kızların arkadaşlarından, ben yaş grubundan yaşamını bu boyutta değiştirenler oldu. Geri dönen olmadı bir grup sonradan şehri seçti ama onların nedenleri farklıydı.
Paylaşımda bulunanlar da oluyor nette. Takip ediyorsunuzdur sanırım. Başlangıç olarak tatuta çiftliklerini de düşünebilirsiniz. Kendinizi deneme fırsatı olur hem de deneyim edinirsiniz.

İnterrail önerin için teşekkürler ama o tür bana uzak biraz. Hem fiziksel olarak yorar hem de benim isteğim müziğimi koyup şarabı yudum yudum içmek gibi; tadına vara vara sindire sindire gezmek.
Yol videolarını arada izliyordum ben de sonra izlemez oldum. Ses yok, koku yok, görüntü var. Tren makas geçiyor ama hissedemiyorsun. Tünel geçiyorsun sen aydınlıktasın. Birine el sallayamıyorsun, sana el sallayan insanlar yok. Tren'in kendine özgü kokusu yok, istasyon aralarında türkü söyleyen kondöktör yok, trenin ta-ta ta-ta ; ta-ta ta-ta sesleri yok..
Tat alamadım anlayacağın :)

Bu arada bi bilgi de vereyim, İzmir'e gelince yapılacak şeyler arasına alabilirsiniz.
İzmir'de dünya üzerindeki demiryolu ağlarında çok olmayan (dünyada sadece 6 yerde var ikisi Amerika'da biri Hindistan'da biri İngiltere'de) birbirini dik kesen iki hat (kavşak) var. O kesişme yerindeki sesler nedeniyle halk arasında oraya takatuka deniyor.
O hattı İzban kullanır. Metro üstten geçer, sadece göreblirsiniz, sesleri duyamazsınız.
Kesikli çizgili hat:
wikimapia.org

Çadırlı gezmece de çok güzeldir. Ben de yaptım ama çok az oldu sanki, keşke daha çok yapsaymışım.

İşte onun için vaktiyle yapın listelerinizi diyorum ya. Yaş ilerledikçe bazı şeyler biraz daha zorlaşmaya başlıyor. Yapılmaz değil yapılır ama gençlikteki gibi değil daha farklı boyutta.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.10.17)
i@peggy, Kuzey ışıkları da harika fikir, aklıma gelmemişti. Hepsini yapabilir miyiz meselesi de var ya, bakalım diğerlerini yapınca sıra ona da gelir belki... :))

Şu da popüler bucket list maddeleriyle ilgili o yazı ^_^
www.thisworldrocks.com
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.10.17)
Listemde tikli olanlar
Bungee jumping
Paraşütle atlama
Threesome
Gibi
0
bana her yer cehennem
(12.10.17)
simdilik kisa vadelerle koydugum hedeflerimim ve farkli listelerim var
* 30 olmadan once (cok az zamanim kaldi) surekli erteledigim ve harekete gecmedigim, yaparsam beni mutlu edecek 5 maddelik bir listem var (yeni dil ogrenmek veya ogrenmeye baslamak, dovme yaptirmak, vize basvurulari gibi...)
* 5 sene icinde yapilacaklar var (hayatima yon verecegim maddeler bunlar, yasayacagim ulkeler gibi vs vs...)
* son olarak olmeden once yapilacaklar listem var bunun icinde konserler, ulkeler, olaylar olaylar var :)

belirttigim ilk listeyi yapana kadar olmeden once yapilacaklar listemi sadece kafamda dusunup duruyordum. ilk listeyi de olusturunca hayatim icin adimlar atmaya basladim. en azindan her sabah o 5 maddeyi gorerek uyaniyorum, yatarken bu 5 madde icin ne yaptin diyerek yatiyorum ahahah :)
0
part time pollyanna
(12.10.17)
@hayat aklını, hahah ben de izlanda'ya ıssız, sakin, kuzey ışıklarını görebilceğim bir yer diye gittim, 10 gün boyunca kapalı hava yüzünden görülemeyen ışıklar ve bir sürü turistle karşılaştım:) Aynı şekilde blue lagoon acaip kalabalıktı.

Listemdeki diğer şeyler: maraton koşma, şu an onun için çalışıyorum. Umarım birkaç sene içinde başaracağım.
Likya yolu'nu yürüme
Fotoğrafçılık diploması alma (okula yazıldım)
Nepal'i görme

Gerçekleştirdiklerim de var: Dağcılık (alpin tırmanış ve kaya tırmanışı) - küçükken dikey limit filmini izlediğimden beri dağcı olma isteğim vardı ve üniversitede gerçekleştirdim çok şükür-, tüplü dalış (kaptırıp eğitmeni oldum heheh), dövme yaptırma, yurt dışında tek başına gezme, bungee jumping, ispanyolca öğrenme.
0
peggy
(12.10.17)
(1)

izmirde bayat film nereden bulabilirim?

kapı gıcırtısına erekte olan adam
renkli ya da siyah-beyaz bayat film alabileceğim bir yer var mı? ucuz olması iyi olur. ayrıca tab ve tarama işlemlerini de aynı yerden yaptıracağım?
renkli ya da siyah-beyaz bayat film alabileceğim bir yer var mı? ucuz olması iyi olur. ayrıca tab ve tarama işlemlerini de aynı yerden yaptıracağım?
0
kapı gıcırtısına erekte olan adam
(12.10.17)
Analog zamanlarında İzmir'de fotoğraf ve fotoğrafçılık Hamza Rüstem'den sorulurdu. Yine Kemeraltı çarşısına girmeden ilk ve ikinci sağ sokaklarda sol kolda çok eski iki fotoğrafçı vardır. Şu anda adlarını hatırlayamadım. Her ikisi de işlerinde ustadır, ürünlerine güvenebilirsin.
Değiştilerse bilemiycem tabii, epeydir işim düşmedi.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(12.10.17)
(4)

bu tavuk bozulmuş mu?

veritaslibertas
merhaba,cuma günü tavuk göğsü almıştım, buzluğa attım dondu. pazar akşama doğru yemek yapayım dedim erisin diye çıkardım, sonra baktım erimedi, saat de geç oldu normal dolabın altına koydum çözülür sonra yaparım diye.dün yapmadım dolaptaydı. bugün çıkardım sote yapmak için.bozulmuş mudur iki gün dol
merhaba,
cuma günü tavuk göğsü almıştım, buzluğa attım dondu. pazar akşama doğru yemek yapayım dedim erisin diye çıkardım, sonra baktım erimedi, saat de geç oldu normal dolabın altına koydum çözülür sonra yaparım diye.
dün yapmadım dolaptaydı. bugün çıkardım sote yapmak için.
bozulmuş mudur iki gün dolapta bekledi?
şimdi çıkarım doğruyordum üstü aşırı kaygan yapış yapış olmuş. elim falan da yapış yapış oldu. hiç böyle denk gelmemişti. buzluyken eridi ve dolapta kaldı diye mi oldu yoksa bozuldu mu? ölmeyelim durduk yere?
rengi kokusu falan normal
0
veritaslibertas
(10.10.17)
Kokusunda sorun yoksa bozulmamıştır. Bozulmanın ilk işareti kötü koku.
0
Son Müzakereci
(10.10.17)
Şüphen varsa at. Tavuk çabuk bozulur, hiç riske girme.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.10.17)
Kokmuyorsa sıkıntı yok bence
0
dimanche
(10.10.17)
Burnunda sorun yoksa tavuk bozuk değil.
0
rickon stark
(10.10.17)
(5)

Matematik sorusu

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Mesela;93*98 = 9114 işleminde çıkan sonucun son iki rakamı, yani 14 aynı zamanda 93 ve 98 sayılarını 100'e tamamlayan sayıların çarpımı oluyor ya, bunun nedenini seziyorum gibi ama açıklamaya kalkınca açıklayamıyorum, açıklaması nedir bunun?100-93=7100-98=22*7=14 93 den iki alıp 98'e koyuyorum. Y
Mesela;
93*98 = 9114 işleminde çıkan sonucun son iki rakamı, yani 14 aynı zamanda 93 ve 98 sayılarını 100'e tamamlayan sayıların çarpımı oluyor ya, bunun nedenini seziyorum gibi ama açıklamaya kalkınca açıklayamıyorum, açıklaması nedir bunun?
100-93=7
100-98=2
2*7=14

93 den iki alıp 98'e koyuyorum. Yani birini yüze tamamlıyorum 100*91 burası tamam. Son iki basamağın 100'den eksik kalan kısmların çarpımı olmasının matematikteki açıklaması nedir?

3 basamaklılarda da aynı yöntemi yapıyorum bir farkla 1000'e tamamlayan sayıların çarpımını 3 basamaklı yazıyorum.

993*998= 991014 gibi.

100'e daha uzak iki sayının çarpımında son iki basamakta kalmayıp 3' taşıyor doğal olarak.
85*76= 6475 de olduğu gibi. yine de 6100 çıkınca geriye kalan 76 ve 85 sayılarını 100'e tamamlayan sayıların çarpımı oluyor.

Sorum şu: Neden 100'e tamamlayan sayıların çarpımını ekliyoruz?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.10.17)
Çünkü 10luk sayı sistemini kullanıyoruz.Aynısını 7*8 de de görebilirsin.bu sefer 100 yerine 10dan işlem yaparsın.sonuç çıkar.Tam açıklaması matematiksel olarakta gösteren illaki çıkacaktır ama en kaba tabirle çözüm bu.
0
oldumubeabi
(10.10.17)
Evet onu biliyorum da neden farkın çarpımını ekliyoruz?

9'la çarpımı formüle edersek x*10-x değil mi? Ben çarpmalarda 10'a yakınları bu şekil ezberledim, hep bu şekil kullandım. Zihnim bu şekle alıştığı için farkların çarpımını izah edemiyorum sanırım.

Umarım bi izah eden çıkar ^_^
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.10.17)
100-a * 100-b = 10000 - 100b - 100a + a*b

Basitçe bu yüzden
0
ghilleinthemist
(10.10.17)
Eyvallah @ghilleinthemist, sezinleme kısmını çözdüm. Ortaokul cebir konusu (x-a)(x-b) iz olarak kalmış aklımın bi yerlerinde demek.

Sorum baki, ben halen +ab kısmının nedenini anlamadım. İşlemin nasıl yapılacağı belli, neden öyle yapıyoruz, nedeni ne?

Ya da şöyle sorayım, cebir olmadan nasıl anlatırız ya da gözümüzde nasıl canlandırırz bu durumu?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.10.17)
93.98 örneğinden yola çıkarak,

(100-7)(100-2)= 100.100-7.100-2.100 + 2.7

burada 2.7 dışında tüm işlemlerin son iki basamağı 0 olduğundan 2.7 nin cevabı direkt sonucun son iki basamağı oluyor.
0
no problem al maury
(11.10.17)
(1)

Dq Üzüntünün 5 aşamasında [kübler ross]

mete kudur
Boğazım ağrıyor, 300 ml ılık suya yarım limon olacak şekilde tekrarlı su içiyorum. Benim için dua edin.Aklıma takıldı; bu modelde pazarlık başarısız olduğu için mi depresyona giriliyor ? eğer öyle değilse, depresyonun pazarlıktan önce gelmesi gerekmiyor mu bünyeye ? Bir de; bu depresyon evresine gi
Boğazım ağrıyor, 300 ml ılık suya yarım limon olacak şekilde tekrarlı su içiyorum. Benim için dua edin.

Aklıma takıldı; bu modelde pazarlık başarısız olduğu için mi depresyona giriliyor ? eğer öyle değilse, depresyonun pazarlıktan önce gelmesi gerekmiyor mu bünyeye ?

Bir de; bu depresyon evresine girdikten sonra gerçek bir çıkış söz konusu mu ? Yoksa orası mastürbasyon mu

Yazarken izledim: puhutv.com
0
mete kudur
(10.10.17)
Üzüntünün 5 aşamasından haberim olmadığı "için" ölümcül bir hastalık haberini kübler'in maddelerinden farklı karşılamışım.
Benimki ilk zaman şoku, şokun etkilerinden sıyrılma ve mücadele kararı şeklinde olmuştu. Bende inkar, öfke, pazarlık faslı olmadı. Depresyon zaten hiç benlik bişi değil. Ömrümün ilk 30-35 yıını depresyon kavramını bilmeden yaşadığım "için" olabilir. Ben üzülürüm, sıkılırım bazen kızarım. Bu duygularımı da diğerleri gibi yaşar üstüme elbise gibi giymem.

Kübler'in 5 aşamasının angolosakson kültürde çokça yer bulma olasılığı olabilir. ( Yaşadığımız yerden, kültürden besleniyoruz sonuçta.) Kübler bulgularının arasından çoğunlukta olanları alıp anlatım kolaylığı olsun diye "maddeleştireyim ben bunu" demiş olabilir. Maddelere uymayanları da istisna kapsamına alıp bir kenara atmış olabileceğini düşünmek zor değil.

Bizim yani alan eğitimi almamış kışılerin Kübler'in maddelerini başka bilgilerimiz olmadan okumamız çok risklidir. Çünkü kendini gerçekleyen kehanet gibi yakamıza yapışabilir, bizi içine çekebilir.

En önemlisi bilimin şu anda geldiği aşama Kübler zamanından çok farklı bir yerde. Kübler konuyu bu gün inceleseydi büyük olasılıkla maddeleştirme yapmazdı yapsa bile "şu kültürde olmak insan davranış ve tepkilerine şu şekillerde yansıyabiliyor" bilgisini vererek yapardı diye düşünüyorum.
Zira şu anda dünya üzerinde yaklaşık 8 milyar adet birbiriniden farklı şekilde çalışan beyin olduğu biliniyor. Tıpkı kar taneleri gibi tıpatıp aynısından ikincisini bulamayacağın bilinç üreten 8 milyar beyin. Tek başına bu bilgi bile listeyi geçersiz kılmaya yeterli.

Savaşın olduğu başka bir kültüre elinde Kübler listesiyle giden bi hekim düşündüm de şimdi. Veya savaş olmasın Moğolistan'a gitsin. Akıllı biriyse ikinci gün listeyi buruşturup atar.

Yani sen de limonlu suyu iç ama yanı sıra sarımsak soğan tüket, adaçayı iç. Mikroplarla mücadele eden bünyeye destek ol, arka çık. Bide böyle sahneler izleyip bünyene olumsuz olumsuz şeyler yükleyip köstek olma.

Yazdıktan sonra şunu okuyacağım.: issuu.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.10.17)
(9)

Bu kadar favorilenecek ne vardı?

m e b
Bu tür entry'leri favoriye alanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?https://eksisozluk.com/entry/71271056Tamam, sözlük işleyişine vs yabancı olan yeni yazarlar favoriye alma olayını Facebook'ta/Twitter'da beğeni yapmak gibi sanıyorlar ama içlerinde eski yazarlar da var. Bunlar niye böyle ya? Siz de öyle "
Bu tür entry'leri favoriye alanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
eksisozluk.com

Tamam, sözlük işleyişine vs yabancı olan yeni yazarlar favoriye alma olayını Facebook'ta/Twitter'da beğeni yapmak gibi sanıyorlar ama içlerinde eski yazarlar da var. Bunlar niye böyle ya? Siz de öyle "anan zaaa xd" gibi entry'leri favoriye alıyor musunuz?


(Malum butonu arayanlar için soruyorum, evet)
0
m e b
(09.10.17)
Sözlük yönetimi zahmet edip kaç artı kaç eksi oy alındığını göstermediği hatta kişilerin bile girdiği entrylere artı alıp almadığını bilmediği için fav butonu mecburen like butonu işlevi görüyor. Ben de beğendiğim bir entryi favlıyorum, hiç artı eksi oy kullanmış sayılmam belki birkaç tane, çünkü insanın oylama yapası gelmiyor o tırnak gibi sıkıcı ve göstergesiz butonlarla.
0
siyah giyen adam
(09.10.17)
artı eksi oyun işlevi kalmadı. en kötülenenler yok debe yok ne var lan it. *

ben sonra okurum falan diye uzun entryleri favlıyorum. iyi emek verilmiş paylaşılmış listeleri falan.
0
Ufuk
(09.10.17)
Ben oyluyorum; favorilediklerimi daha sonra dönüp okuyorum. Zaten arada bir de favori listesini güncelleyip temizliyorum ara ara. Genelde uzun olanlar favoride oluyor. Böyle 'Varım diyor', 'Anan zaa' gibi şeyleri hayatta favorilemiyorum. Belki en fazla birine göndereceksem, kaybolmasın diye kısa bir süre olur. O da 10 dakikayı geçmez muhtemelen. Hatta, böyle entry'leri katma değeri olmayan çöp entry'ler olarak görüyorum ve görmemek için elimden geleni yapıyorum. Birinin laf sokması benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Argümansız, fikir tartışmasız laf sokmaları çöpten sayıyorum; görüşü ya da konusu fark etmiyor.
0
aychovsky
(09.10.17)
Almıyorum. Ben de sonra okurum veya ulaşırım dediklerimi alıyorum.
Badilere duyurma, en çok favlananlarda çıksın diye de favlıyorlar olabilir.
Ben de anlam veremiyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.10.17)
fav'lamayı sadece sonradan dönüp okumak istediğim ya da referans niteliğindeki entryler için kullanıyorum. diğer türlü beğeni göstergesi olarak yukarı/aşağı oylamayı tercih ediyorum. dolayısıyla bu türlü entryleri fav'ladığım olmadı.

bunları fav'layanların, o entryi yüceltmek için değil de, yazanı esprili bulmaları gibi sebeplerle sonra diğer entrylerine bakmak için fav olayını kullandıklarını düşünüyorum.
0
manuel mandalina
(09.10.17)
Çok saçma buluyorum bu tarz entrileri favlamayı. Oylamayı sık sık yapıyorum. En son on yıl entri girmiş bir yazarın entrilerini bile oyluyorum. Debe vs olması önemli değil benim için. Beğeniyorum artılıyorum.
0
mezarkabul
(09.10.17)
Aychovsky +1 bunları favorileyenlere iyi gözle bakmam.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(09.10.17)
bu gene formata uygun ona şükür
0
yuto
(10.10.17)
- + nın nasıl işlevi kalmadı? yazdığım bir entry sonrası ertesi gün karma puanım 50 puan değişmişti.
0
pinkpeony
(10.10.17)
(1)

Fi - Deniz - Peluş kürk

tchuck
peluş mu deniyor buna ne deniyor ya.aha bu: https://kadinintrendi.com/dizi-kiyafetleri/fi-dizi-kiyafetleri-4-5-6-bolum/.html/attachment/fi-4-bolumde-deniz-in-giydigi-kahve-rengi-pelus-yakali-kabanbiri bende var demiş benzeri; https://ibb.co/gpYEhFben bunu nerden bulurum ya. gerçekten baya güzelmiş.
peluş mu deniyor buna ne deniyor ya.

aha bu: kadinintrendi.com

biri bende var demiş benzeri; ibb.co

ben bunu nerden bulurum ya. gerçekten baya güzelmiş.
0
tchuck
(09.10.17)
Peluş yakalı nubuk mont/ kaban / gocuk diye aratabilirsin.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(10.10.17)
(1)

su yorganin sundan ne farki var silikon - mikrofiber

jimicik
https://urun.gittigidiyor.com/ev-bahce/ozdilek-ranforce-yorgan-cift-kisilik-306643393https://urun.gittigidiyor.com/ev-bahce/alsen-cift-kisilik-yorgan-microfiber-195x215-cm-304389806*alerjik bunye ortunecek
0
jimicik
(09.10.17)
Silikon olanın iç dolgusu silikon dış yüzey %100 pamuk.
Diğerinin içinde veya dışıda mikrofiber malzeme varmış. Mikrofiber bildiğim kadarıyla dokuma olarak kullanılıyor yani yorganın dış malzemesi olması lazım. Teknoloji habire değişiyor yorganın içine mikrofiber dolgu koymuş olabilrler mi bilemedim. Bu durumda dış yüzey şu kumaş derlerdi diye düşünüyorum.

Açıklama yoksa dış yüzey mikrofiberdir diyor ve oyumu %100 pamuktan yana kullanıyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.10.17)
(1)

Deri kalıntısıni nasıl sokerim

partizan
Bir tane ufak deri çanta vardı. Kullanilmamaktan ve güneşten sanırım soyulmaya başladı, ben de tüm deri kaplamayi soktum. Altından guzel bir bez çıktı ama deriden kalan bir tabaka var yer yer. Bunları nasıl sokebilirim? Bir kez sıcak suda beklettim, azalma oldu, aynısını mi yapsam 3 5 kere daha? Dah
Bir tane ufak deri çanta vardı. Kullanilmamaktan ve güneşten sanırım soyulmaya başladı, ben de tüm deri kaplamayi soktum. Altından guzel bir bez çıktı ama deriden kalan bir tabaka var yer yer. Bunları nasıl sokebilirim? Bir kez sıcak suda beklettim, azalma oldu, aynısını mi yapsam 3 5 kere daha? Daha etkili bir yöntem olabilir mi
0
partizan
(09.10.17)
Ya aynı yöntem ya da ısıtarak sökebilirsin. Yapışkan söken kimyasallar da var ama bence gerek yok, zaten az kalmış. Üstteki deri alttaki kumaşa kimyasal bi maddeyle tutunuyor. Üsttekini zedeleyip (kırıp) ısı verirsen bağlar daha kolay kopar.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.10.17)
(10)

biraz ic dökme, biraz akil danışma

brnbrs
olaylı bir evlilikte büyüyen 7. Sınıfa giden oglumu bu yıl annemlerin yanında koleje yazdırdım.dayısı aynı okulda öğretmen evde bekar dayı ve teyze var.Ben çalışıyorum ve hafta sonları ya ben gidiyorum ya oğlum geliyor. Ama her hafta ayrılmak onada banada çok zor geliyor.Onun iyiliği için aldığım bu
olaylı bir evlilikte büyüyen 7. Sınıfa giden oglumu bu yıl annemlerin yanında koleje yazdırdım.dayısı aynı okulda öğretmen evde bekar dayı ve teyze var.

Ben çalışıyorum ve hafta sonları ya ben gidiyorum ya oğlum geliyor. Ama her hafta ayrılmak onada banada çok zor geliyor.
Onun iyiliği için aldığım bu kararı sorgulamaya başladım.

Çünkü oğlum çok duygusal bu süreçte ailem elinden geldigince en iyi şekilde davranıyorlar onlardan yana hiç kuşkum yok.dersleriylede ilgileniyorlar ama oğlum babasından dolayı hep rahat bir çocukluk geçirdiği için bu kolejin derslerinde ağır geldi.

Hem dersler hem bizim hasretimiz bu hafta sonunu çok zor gecirmemize sebep oldu.

Bu gibi durumu yaşayan var mı? Nasıl atlattiniz bu sureci ve aldığım bu karar doğru mu?

Mobil olduğum için nasıl yazdigimin farkında değilim,kusura bakmayın.
0
brnbrs
(09.10.17)
zor bir durum öncelikle ama ne olursa olsun bence geçinemeyen anne ve babanın yanında büyümesinden daha iyidir boşanmak her gün anne ve babasının tartışmasına şahit olarak büyümek çok iyi bir şey değildir diye düşünüyorum. siz onla daha çok vakit geçirerek bu zor zamanı atlatabilirsiniz diye düşünüyorum.
0
denklemci
(09.10.17)
zor süreç Allah hepinize güç versin +1
denklemciye katılıyorum aile içinde bir sıkıntı varsa çocuğun bu sıkıntıları görmesindense nispeten görmemesi daha iyidir.
çocuğum yok bu konuda size nasihat vs vermek zaten haddim değil, çocuğunuzu sürekli arayın ve motive edin derslerine yoğunlaşması, arkadaş çevresi edinebilmesi için okula uyum için ona biraz dışardan destek olmaya çalışın.

Bu konuda anneniz dayısı teyzesi ne de çok iş düşüyor. Her ne kadar imkansız olsa da ona yokluğunuzu hissettirmemeye çalışmalılar.

Çocuğunuz için bugünlerde aldığı destek kendine güven duygusu bağımsızlık duygusu gelecek için çok faydalı da olabilir zararlıda olabilir bu tamamen çocuğunuzun karakterine bağlı.
0
basond
(09.10.17)
@basond okula ve arkadaşlarına çok çabuk alıştı, o konuda sıkıntı yok.
Tek sorun bizi ozlemesi ve yoğun ders programı. Çünkü bu yıla kadar çok rahat öğrencilik geçirdi ve bu rahatlık beni çok geriyordu.evde olsa boş ve asosyal birey olacak.
Çok duygusal yapısı var beni düşündüren konu bu.

Ailem ellerinden geldiğinin fazlasını yapıyorlar biliyorum, kendiside mutlu onlarla.

@denklemci haklisin artık h.içinde de bir günbile olsa gidip kalicam yaninda,en azından alışıponu mutlu gorene kkadar.
0
🌸brnbrs
(09.10.17)
merhaba.

çocuğum yok ama naçizane fikrimi yazayım.

eminim ki siz de oğlunuzun yanınızda kalmasını, her akşam okuldan döndüğünde onu görmeyi isterdiniz. eğer böylesinin daha iyi olacağından emin olmasaydınız onu annenizin yanına göndermezdiniz. ve aklı başında bir anne "bence böylesi daha iyi olacak" dediyse, diğer bütün ihtimalleri düşünüp elemiştir zaten ve öylesi gerçekten daha iyi olacaktır. içinizi ferah tutun.

7. sınıfa giden bir çocuk sizin için çok küçük belki ama haftaiçi annesinden uzak yaşamak için çok küçük değil. 12 yaşında bir çocuk; hem aklında, hem de bilinçaltında sizin onun iyiliği için onu bıraktığınızı hem davranışlarınızdan, hem annenizin ve kardeşlerinizin ona gösterdiği ilgiden ve sevgiden anlayabilir.

ben de 8. sınıfı bitirdikten sonra annemi babamı bırakıp istanbul'a geldim okumak için. benim gibi 48 (kırksekiz) kızla birlikte aynı "odayı" paylaştık geldiğim ilk sene boyunca. her kızın ailesinden ayrı kalmaya verdiği tepkiler farklıydı. kimisi güçlü durup gıkını bile çıkarmadı, kimisi derslerine, kitaplarına sarıldı onlarla unuttu ailesine duyduğu özlemi. çok büyük bir çoğunluğu da okulu dersleri boşverip ilk dönemin sonuna kadar her gece, ama her gece "yapamayacağım" diye ağladı. gece ışıklar kapandıktan sonra saatlerce teselli ettiğimiz (yani sarıldığımız, elimizden başka bir şey gelmiyordu) arkadaşlarımız vardı. o yurda bugün gitseniz manzara eminim gene aynıdır. içiniz acır annem diye ağlayan 14 yaşındaki kızları görünce. ay çok acıklı oldu, kemalettin tuğcu romanına döndürdüm pardon =) neyse yani hepsi okudu etti ve mutlu insanlar olmuşlardır eminim. ben oldum en azından. oğlunuz da olur.

bir de oğlunuz şu anda sizin onu ne kadar özlediğinizi ve bu duruma üzüldüğünüzü fark edemiyor olabilir. sanıyordur ki sadece o sizi özlüyor, siz de onun üzülmesine üzülüyorsunuz. ama gelecekte bir gün aslında sizin onu bırakmanızın asıl sizin için ne kadar zor olduğunu anladığında size teşekkür edecek. mesela annem beni o yurda bırakırken hiç belli etmese de nasıl da içi sızlamış olmalı. ben o zaman bunu anlayamamıştım ama şimdi onun için benden ayrılmanın daha zor olduğunu ama daha iyi bir geleceğim olsun diye bensizliğe katlandığını görebiliyorum.

oğlunuz da aslında her zaman onun yanında olduğunuzu ve önceliğinizin o olduğunu hissettiği sürece iyi olacaktır. üzülür özler falan ama bir şekilde halleder. hem ne mutlu ona ki onu kendi çocuğu gibi seven, ilgilenen insanlarla birlikte yaşıyor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(09.10.17)
@istanbul gerçekten bu kararı alana kadar çok düşündüm, elimde olsa bunu çok uzun zaman önce yapardım ama sanırım en doğru zaman bu yıldı.
0
🌸brnbrs
(09.10.17)
istabul kanatlarimin altında' +1
benzer durumu ben de yaşadım. biz daha kalabalıktık. yapamayıp geri dönen bir iki kişi oldu, bir süre ağlayanlar oldu sonra onlar da duruma alıştılar. Hiç ağlamayan çoğunluktaydı. Hepimizde ara ara gariplik çökme, eve gelince gitmek istememe, özlem oluyordu yine de.

Her çocuk olaylara farklı tepki veriyordan hareketle çocuğunu en iyi sen tanırsın, ilerde atlatamayacağı izler bırakabileceğini öngörüyorsan kararını değiştirmeyi ya da şimdiden uzman danışmanlığı düşünebilirsin.
Bence bunlar için erken, ayrılığınız henüz bir ayı bulmadı bile. Duygusal, özlemle geçen haftasonları beklenen bir durum. Tersi anormal olurdu.

Bir de çocuğun kendi ile ilgili kararlarda söz hakkının olması bu gibi durumları olumlu karşılayıp, olumsuzluklarla başetmesini sağlar.
Kararı birlikte mi verdiniz, senin kararına mı uyum gösterdi bilmiyorum.
Karar sürecine katılmadıysa bunu konuşmanız çok iyi olur. Bir süre durumu gözlemleme olanağı da oldu. Yalnız bunu duygusal anlarınızda yapmayın ikiniz de çuvallarsınız. Mesela bir başarısının ardından yapmakla "seni çok özlüyorum" sarılmasının ardın yapmak farklı sonuçlara yol açabilir.
Bir de birlikte karar aldıktan sonra sende tereddüt hissetmesin. Senin tereddütün tutumun ona da yansır.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.10.17)
@hayat aklını ...karariri birlikte aldık, daha doğrusu ben onerdim istermisin diye o da isterim dedi ve büyük mutlulukla gitti.şimdi dediğin gibi veri adim atmamak için taviz vermeden sürekli konuşuyorum.o da alisicam daha yeni başladığım için böyledir belki diyor ama duygusal oldugu icin daha da derin yaralar açar mı bu kararim onda diye bugün iş yerine zor geldim.

Sabah midem bulanıyor derken ben gitmeliyim dedim çıktım. Çok koruyucu bir anne oldum ve bu durumda hoşnut değilim,biraz basının çaresine bakabilmeli diyorum,sonrada çok mu küçük haksızlık mı ediyorum demekten geri duramiyorum.
0
🌸brnbrs
(09.10.17)
O denge hep zor olmuştur bu yaşlar daha bi zor oluyor.

Ben böyle durumlarda bazen tersine taktik uyguluyorum. "İstersen tabii vazgeçebiliriz, bu senin hayatın ben sana yönderlik etmek için buradayım, ne yapmak istiyorsun onu konuşalım vb "diyor ve konuşma için süre koyuyorum. Bir süre düşünelim, iyice tartalım haftaya bunu konuşuruz gibi.

Şimdi sen iş yerinde kafanın bi tarafında kıymık gibi onu düşünerek geçireceksin o zamanının %90'ını okulda arakadaşlarıyla mide mulantısını unutmuş hahaha hihihhi geçirecek. Biz bunu göremiyoruz da ayrım ondan zor oluyor. Şimdi öğle tatili, olanağın varsa git gizliden gözlemle, bak.
Sana en iyi done sen olmadığında ne yaptığı, nasıl davrandığı olsun. Çocuklar anneye mızmızlanır çünkü şevkat isteklerini doyurmak isterler.
Arkadaşlarıyla tanış, onlarla neler konuştuğu hakkında bilgilenmeye çalış. Daha çok dert mi yanıyor, dert mi dinliyor, şaka mı yapıyor, neler konuşuyorlar. Çocuk hakkında en iyi donelerden biri de arkadaşlık ilişkileri oluyor.

İyice gözlemleyip donelerini çoğalttıktan sonra ters psikoloji mi yapacaksın, kesin tavır mı sergileyeceksin, kararını mı değiştireceksin... ne yapacağına karar vermek daha sağlıklı olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(09.10.17)
Dun bu şekilde konuştum ama biraz sert oldu.bu gidişle gelecek yıl bu okulda olmucaksin sanırım dediğimde çok üzüldü ve 'alisicam daha yeni başladım' demeye başladı. Artık nasıl konusacagimi
kestiremez duruma
gelmistim çünkü.

Gitme şansım yok ama kardeşim okulda öğretmen olduğu için o gözlemleriyleuyumu ve aarkadaş ilişkileri çok iyi diyor.
Çok haklisin yarın akşam tekrar gitmeyi düşünüyorumve uzun uuzun yine konusucam.buz hep konuşarak geldik bu zamana,farkındayım artık uzun uzun konuşamadığı için benimle,bu bunalımı yaşıyor.
0
🌸brnbrs
(09.10.17)
valla cocugunuzun zorlanmasi guzel bir sey. destek olun. ileride özgüveni yüksek bir birey yetiştirmiş olursunuz. hayat hep zor.
0
kveldulv
(09.10.17)
(3)

Vasiyet için illa noter onayı mı lazım ?

mete kudur
sb
sb
0
mete kudur
(08.10.17)
vasiyet geçerli değildir. kişinin malvarlıgı cocukları arasında eşit şekilde bölüşülür çok amerikan filmi izlemişsiniz :)
0
sizofren06
(08.10.17)
Vasiyet itiraz eden olmazsa geçerli oluyor bildiğim kadarıyla.
Noter haricinde de kendi el yazısıyla yazılmış olması, düzenlenen tarih, imza ve düzenlenen yer (şehir) olması gerekiyor diye biliyorum
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
1)resmi (noter veya sulh hakimi huzurunda)
2)el yazısıyla(vasiyetname sahibinin kendi yazısı ve imzası)
3)sözlü(olağanüstü hallerde geçerli. olağanüstü hal kalktıktan 1 ay sonra geçersiz olur)
0
vayezikhan
(08.10.17)
(4)

Yabani otu kıyafetten çıkartamamak

kaymaktutmayansicaksut
https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/15/Starr_080605-6524_Setaria_verticillata.jpgŞu ot taytımın her yerine yapıştı. Kedi tüyü toplayıcısı, bant ve bıçakla kazıma yöntemleri fayda etmedi. Aklıma tek tek cımbızla çekmek veya taytı çöpe atmak harici yol gelmiyor. İşe yarayan yöntem bilen v
upload.wikimedia.org

Şu ot taytımın her yerine yapıştı. Kedi tüyü toplayıcısı, bant ve bıçakla kazıma yöntemleri fayda etmedi. Aklıma tek tek cımbızla çekmek veya taytı çöpe atmak harici yol gelmiyor.

İşe yarayan yöntem bilen veya aklına denenesi fikir gelen varsa kabulümdür. Teşekkürler.
0
kaymaktutmayansicaksut
(08.10.17)
tayt giymeyin diye boşa demiyoruz. hele dışarı çıkarken hiç.

tay çöpe +1.
0
secrexv2
(08.10.17)
makinede yıkamayı dene çıkarmaz ise çöpe
0
basond
(08.10.17)
ay o cok lanet bi ot. kopegin patisine yapisiyor, cektikce de daha gomuluyor gibi yapiskanli igrenc bi sey bogk. cok miktarda bulastiysa tayti atin.
0
pide
(08.10.17)
Ilık suya bas beklet bakalım bi gece kadar. yarın da makineye atar yıkarsın. Belki yumuşayıp çıkar. Organik madde olduğu için bulaşık makinesi deterjanı da çıkarabilir. Şimdi yazarken aklıma geldi. Suya basarken bi tablet at içine. Faydası olur mutlaka.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
(9)

dovme hangi sektorlerde problem olur?

my pink
sb
sb
0
my pink
(08.10.17)
hiçbirinde.

except havacılık
0
binder dandet
(08.10.17)
müşteri ziyaretli satış işlerinde sıkıntı.
0
pide
(08.10.17)
alnında enayi dövmesi yoksa bence sorun olmaz :D
0
nocturness
(08.10.17)
görünür dövmeler mi kastettiğiniz?
benim dövmelerim görünüyor, öğretmenim, hiç sorun olmadı şimdiye kadar.
0
sopiro
(08.10.17)
hukuk sektöründe problem olma ihtimali var. boynumdan aşağı uzanan dövme yaptıracaktım vazgeçtim bu sebepten ötürü
0
vedatchilipeppers
(08.10.17)
Havacılık +1. Gönül kolu baştan aşağı dövmeletmek istiyor oysa ki :/
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(08.10.17)
muftu, imam ya da muezzinlik yapiyorsan sorun olabilir
0
exlibris
(08.10.17)
Askeriye ve istihbarata alınmıyorlar bildiğim kadarıyla. Eskiden öyleydi en azından.
Askeriye derken er olarak değil, meslek olarak.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
Asker polis olamazsın.

Olduktan sonra da yaptıramazsın. Disiplin tüzüğüne göre cezaları var.

Hostes olamazsın bir de, sadece Türk havacılığı için değil tüm dünyada böyle.
0
bos gezenin bos ustasi
(08.10.17)
(2)

Sozlukteki aşklı entrikalar bilmem ne.

oh lilian
Bu @denizdea miymis neymis ve ask yaşadığı kisi, olayi neden the red pill basliginda tartisiyorlar?O vesile ile tanismis olabilirler de, olay sahsi degil mi? Kendi nickaltlatinda kavga etmeleri gerekmez mi?
Bu @denizdea miymis neymis ve ask yaşadığı kisi, olayi neden the red pill basliginda tartisiyorlar?
O vesile ile tanismis olabilirler de, olay sahsi degil mi? Kendi nickaltlatinda kavga etmeleri gerekmez mi?
0
oh lilian
(08.10.17)
öyle Bir kaide yok ki isteyen istediği yerde kavga edebilir. Ha internet alemi ruh hastası boş beleş tiplerle dolu olduğu için sırf kendi düşüncelerinin doğru olduğuna insanları inandırmak için böyle şeyler kurgulayan işsizlerin işi de olabilir bunlar tabi ortada bir dümenci gerçeği var neticede
0
mevsimler
(08.10.17)
Olay içeriğinin the red pill durumuyla ilgisi vardır belki, ya da yazan kişi öyle düşünmüştür. Başlığa şöyle kabaca baktım 2017 şubat ayında hareketlenmiş geçtiğimiz ay tavan yapmış. Başlığın gündemde kalması için kurgu olma olasılığı da hayli kuvvetli dışarıdan bakılınca.
Başlığa badilerimden yazanlar olmuş, onlar da atışmaya değinmemişler. (Badilerimi seviyorum, akıllı insanlar)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
(10)

Eve geldikten sonra nasıl oyalanıyorsunuz? /benim için önemli

kendi kendine yasayan yavrucak
Selam duyuru ahalisi. Şimdi ben senelerdir bu konuda çok dertliyim. Çünkü oyalanacak şey bulamamaktan internet bağımlısı oldum resmen ve bundan hiç keyif almıyorum.Genelde akşam 10-11 gibi geliyorum eve ve sonrasında hemen uyuyamıyorum. Bazen gece 2-3e kadar arkadaşımla muhabbet ediyoruz o zaman ken
Selam duyuru ahalisi. Şimdi ben senelerdir bu konuda çok dertliyim. Çünkü oyalanacak şey bulamamaktan internet bağımlısı oldum resmen ve bundan hiç keyif almıyorum.

Genelde akşam 10-11 gibi geliyorum eve ve sonrasında hemen uyuyamıyorum. Bazen gece 2-3e kadar arkadaşımla muhabbet ediyoruz o zaman kendimi daha rahat hissediyorum ama yine de uykuya hazır hissetmiyorum. Evde yatmadan önce 2-3 saat kadar neyle oyalanıp, kafamı boşaltabilirim?

İnternette kısır döngüye girmekten (dizi-sözlük-video arasında sıkışıp kalmak) 2 yıldır çok sıkkınım ve sağlıklı bulmuyorum artık. Belgesele bayılırdım şimdi görmek bile istemiyorum o derece.

Kitap okuma meselesi ise şöyle: okumayı söktüğümden beri babam diğer çocuklarla arkadaşlık kurmamı istemediği için sadece kitap okumamı istiyordu. Zaten evde televizyonumuz yoktu ve üniversiteye başlayasıya kadar çok kitap okudum, çok ağır kitaplar okudum. Keyif almıyordum desem yalan olur ancak bir arkadaşımla konuşurken aldığım keyfi vermiyor bana. sosyal ortamımı üniversite yıllarımda oluşturduktan sonra kitaba bakmaz oldum açıkçası. Şimdi sherlock veya harry potter tarzı heyecan içeren, dili basit olan kitapları okumaktan keyif alıyorum sadece. Kısacası kitaba çok doygunum.

Evet tavsiyeleriniz?
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(08.10.17)
bu kadar okuyup biriktirdiysen. bence bunları yazmalısın artık. blog aç onunla ilgilen.
0
shrocco
(08.10.17)
civilization oyna.
0
alperz
(08.10.17)
1.5 yaşında çocuğum var çozuk doğduğundan beri çocukla ilgilenmek dışında bir şey kalmadı
0
turkuaz
(08.10.17)
video izleyebilirsin, ben de yatmadan ilginç videolar izliyorum. et kesme videoları, balık kesme videoları, sakal tıraşı videoları vs.
0
Apocalypse
(08.10.17)
Hobi edinebilirsin. Kafa boşaltmada en iyi yöntemlerden biridir. Yapmaktan zevk aldığın bişey mutlaka vardır. Yaptıklarını eşe dosta hediye de edebilirsin, el emeği bişey almak yakınlarını da memnun eder.

Ben dikişi öyle geliştirdim. Dikiş dikmeyi seviyorum diye diye usta terzi oldum çıktım.
Hiç unutmam bi bayram arefesi yarım gün çalıştık. Eve dönerken çarşıdan kumaş aldım. Eve geldim ortalık düzeltme, çocukların banyosu, yemek, bulaşık (bulaşık makinesi yok o zamanlar) tatlı yapımı filan saat gece yarısını buldu nerdeyse.
O saatten sonra iki kzıma birer etek üstlerine birer bluz diktim. Dikiş makinem de yok o dönemde. Elde makine dikişi yaparak diktim. Bu aşk olmasa yapılacak bişey değildir . Neymiş, kumaşı çok beğenmişim aman da o kumaştan ne güzel etek olurmuş,
Sabaha yakın ütüleyip astım. Sabah giydiklerinde mutluk arşta :)

Herkesin böyle aşkla tutkuyla yapacağı bişeyler mutlaka vardır. Arayıp bulmak bize kalıyor. Sonrası değme keyfimize.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
@vay filozof özendim :)

@turkuaz mutluluklar efenim size. Ama henüz evli bile değilim :)

@Apocalyse onu çok yapıyorum ya sıkıldım işte ondan. Yemek tarifleri videoları ve goerge hobeika tarzı markaların kıyafetlerini nasıl diktiğini anlattıkları videoları izliyorum. Evet baştan keyifliydi ancak sadece izleyici olmak tatmin etmiyor sanırım artık :/
0
🌸kendi kendine yasayan yavrucak
(08.10.17)
Kıyafetleri nasıl diktiklerini izliyorsan dikiş ilgini çekiyor olmalı. Bi dene isttersen.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
İnternette DIY sayfaları vesaire var. Pinterest'te bir sürü post var bununla ilgili. El işlerine, bir şeyler üretmeye meraklıysan çok güzel uğraşlar var.
0
l arrache coeur
(08.10.17)
hearts of iron 4.

sanat eseri bildiğin.
0
secrexv2
(08.10.17)
@coeur

DIY işlerini takip edebilecek kadar çok ve gereksiz eşyam yok. bir de yaptıkları hep aksesuar gibi şeyler oluyor. Ben baya minimalist bir insanım. Sağol yine de tavsiyen için.

@secrexv2

O ne bilmiyorum, bakayım şimdi.
0
🌸kendi kendine yasayan yavrucak
(08.10.17)
(14)

Bu The Red Pill bir teori/durum/fikir mi yoksa ''to do list'' gibi birşeymi

mete kudur
Son zamanlarda her yerde ''the red pill'' başlığında geçen bir tartışma var, ve bunun sosyal yaşantımıza etkilerinden bahsediyorlar(ben konuyu hiç bilmiyorum)Başlıkta biraz dolaştım ama sanırım ön koşul şu ''herkes bu red pill'i biliyor ve ondan sonra bunun hakkında tartışıyor'' olmuş; yani ben red
Son zamanlarda her yerde ''the red pill'' başlığında geçen bir tartışma var, ve bunun sosyal yaşantımıza etkilerinden bahsediyorlar(ben konuyu hiç bilmiyorum)

Başlıkta biraz dolaştım ama sanırım ön koşul şu ''herkes bu red pill'i biliyor ve ondan sonra bunun hakkında tartışıyor'' olmuş; yani ben red pill'in ne olduğunu bilmiyorum ve bu yüzden de başlıkta ki tartışmaların büyük kısmını idrak edemiyorum. mantığını genel olarak isminden çıkarımlayabiliyorum ama teorisinde bi' yaptırım yahut tanı listesi var mı yoksa felsefe/sosyoloji alanından bir hareket/durum tanımı mı ona da ayıkamadım.

Şimdi bi' arkadaşınıza sordum o bana bi' link göndermiş ''skeptico'' nickli birisinin paylaşımını ancak, bu skeptico'nun diğer entrylerini ufaktan taradığımda bu arkadaşınızın(skeptico) objektif ve doğrudan(gerçekci) yaklaşabileceği konusunda tam emin olamadım(eksik bildiğim için, yani tüm entrylerine bakmadım, ve bi' insan öyle yüzüstü ne kadar tanınabilirse hakkında o kadarlık bir fikrim var ancak; yani çok az)

bu red pill olayında 4 yaşındaki çocuğa anlatır gibi(zeka yaşımın oralarda olduğunu düşünüyorum) anlatan bi' yazı v.s var mı ? nedir bu the red pill
0
mete kudur
(08.10.17)
kesinlikle katılıyorum. red pill aşağı red pill yukarı. nedir ne değildir başlığına bi bakayım dedim ilk entryden son entrye millet birbirine giydirmiş. bazen matrixle alakalı bişiler olduğu gibi bi hisse kapıldım. sonra araya feminizm falan girdi, iyice karıştı. saçma sapan ergen işi olduğuna karar verip bu nedir deyip çıktım. sonra burda bunun ne olduğunu soran duyuru falan gördüm de öyle hakkında bi iki fikir edindim.

özünde felsefemsi bişi bu. kadınların ne kadar aciz ve erkeklere muhtaç olduğuyla ilgili sanırım. matrixteki kırmızı hapla, gerçeklerle alakası ne onu çözemedim henüz.
0
olutaklidi
(08.10.17)
Ya kisaca spor yapin, temiz ve guzel giyinin, yatabildiginiz kadar kadinla yatmak icin ne gerekiyorsa yapin temali bir sey. Amerikayi yeniden kesfetmisler anlayacagin.
0
baldur2
(08.10.17)
red pill = kadınları elde edemeyen 31cilerin kutsal kitabı niteliğinde bir şey. red pillcilerin çoğu şu tipteki asosyaller: vignette4.wikia.nocookie.net

sözde red pill sayesinde johnny sins olacaklarmış. vücut geliştirin, kadınlarla konuşurken kendiniz olmaktan çıkıp çok cool tavırlar takının falan diyorlar özetle. bunları uyguluyarak sikilmedik kadın bırakmayacaklarmış. haha.
0
neil manke
(08.10.17)
Benim başlığı kabataslak dolaşırken okuduklarımdan anladığım şu:
Bir oluşum var. Erkekleri alfa beta diye sınıflamışlar. Sınıflamayı kırmızı mavi hapla simgeleştirmişler.
Dayanak noktaları evrimsel psikoloji, yolları sözde bilim.

Maskülizme yakın duruyor, misogyny (kadın düşmanlığı) de var gibi anladım.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
ağır geri zekalı ve loser işi. karşı cinsi tavlamanın, hatta amiyane tabirle köpek etmenin kurallarını yazmış tipsizler. kendi gibi aptalları tavlarlar anca. alfa, beta gibi ayrımları var, ajjdfjff alfa olun beta olmayın diyorlar. allah'ım rezalet.
0
nice tnetennba
(08.10.17)
ziggs
(08.10.17)
red pill'i keşfeden adamın loserlıktan kurtulduğunu mu sanıyorsunuz? loser adam iki üç okuduğunu uygulamaya çalışıp "düşürebilecek" mi? nerede yaşıyorsunuz yahu? spor yap gayet güzel bir tavsiye ayrıca. armut piş ağzıma düş ile olacak şey mi bu özgüven denilen nane?

hayatında travmaları varsa çalışıp parasını kazansın, psikoterapi alsın, emdr yöntemi var, şema var, bilişsel terapi var, bu tarz işe yarayıp yaramadığı dahi belli olmayan aptalca şeyler uygulanmamalı.
0
nice tnetennba
(08.10.17)
yav geçin bunları psikoloğa gidecek parası yokmuş, spor yapacak hali yokmuş, bunların hepsi bahane. psikologlar çiçek al mı diyor ajdjdkf bunlar ne kadar cahil cahil konuşmalar. bir adam var hayatı değişmiş ha, vay anasını red pill gerçek o zaman. çünkü bir-birkaç adamın hayatını değiştirmiş :((((((
0
nice tnetennba
(08.10.17)
Psikologların bu konuya çözüm önerisi yok denmiş, bu doğru değil. Psikologların bu konuya çözüm önerilleri var.

Örneğin
"red pill nedir fikrim var ancak tam olarak bilmediğimi belirterek başlamam doğru olur. ve itiraf edeyim, durumum vardı, ama okumadım.
neden okumadım? çünkü bugüne kadar okuduğum kadın ve erkeği sınıflandıran, kutuplaştıran her türlü düşünce sistemi bana benzer şeyler düşündürdü. 10 yıl önce olsa muhakkak vakit ayırıp okurdum ama şimdi vakit az, iş çok.

zaten red pill konusundan ziyade kadın-erkek dinamiklerinden bahsetmek istiyorum. gerek meslek hayatımda gerekse sosyal medyada 'bu erkekler kadir kıymet bilmez / bu kadınlar ancak kötü davranırsan seni sever' gibi tutumlarla sık karşılaşıyorum. karşı cinse dair deneyimlerimiz, onlarla ilgili bir şablon oluşturuyor zihnimizde. zaten öğrenmenin böyle bir yanı var, trafikte tuğralı doblo görünce uzaklaşmak da pattern okuma ve analiz etme süreçlerinin bir sonucu. ancak önemli bir fark var bu iki örnek arasında. tuğralı doblonun trafikte karşımıza çıkması ile ilgili hiçbir şey yapamayız, oysa hayatımıza giren insanları biz seçiyoruz.

evet, biz. kimse kimseyle zorla sevgili olmuyor, eşinizle silah zoruyla nikah masasına oturmuyorsunuz. yani şikayet ettiğiniz topluluk, sizin kendi ellerinizle hayatınıza dahil ettiğiniz insanlardan oluşuyor. şimdi birileri diyecek ki 'evet, ben de bu gidişe bir dur demek istiyorum'.

harika fikir. o zaman öncelikle yapmanız gereken şey, kadınları/erkekleri - yani tanıdığınız kadarıyla, hayatınıza girmiş olanlardan öğrendiğiniz kadarıyla kadınları/erkekleri - eleştirmek olmamalı. öncelikle bakmanız gereken şey ayna. ben neden bu tip insanları hayatıma sokuyorum, neden ilişkilerim bu hale geliyor, ben süreçte ne yapıyorum da bu iş sarpa sarıyor demeniz gerekir. tabii buna yüzeysel bakarsanız şöyle taktikler izlersiniz; 'bu adamı/kadını çok sevdim, çok ilgi gösterdim, beni terk etti, demek ki karşı cinse kötü davranırsam ilişkilerim düzelir' veya 'kadınlar/erkekler benim onlara verdiğim değeri hak etmiyor, onları değersizleştireceğim, meta haline getireceğim'

bu düşünce yürütme biçimi, insan gibi kompleks bir canlıyı anlayamadığınızı gösterir. burada seçimlerinizin daha derin ve çoğunluğu bilinçdışı olan kökleriyle ilgilenmeniz gerekir. yukarıda belirttiğim taktikler, 42 beden olduğunuz halde 36 beden kıyafet almak gibi, o giysinin içinde asla rahat edemezsiniz. cinsiyetçi taktikler sizi şikayet ettiğiniz bir örüntüden çıkarıp başka bir örüntünün esiri yapar. asıl mesele kendi patternini kendin yazabilmek.

ilişkilerinizde yineleyen dertler varsa, 'bütün kadınlar / erkekler böyledir, şöyledir' diyorsanız başvurmanız gereken yer red pill değil psikoterapidir. kendinizi anlar ve hikayenizi yeniden anlamlandırabilirseniz, 42 beden olmaktan rahatsız olmayabilir veya kilo verip 36 beden kıyafetin içinde rahat edebilirsiniz. en nihayetinde herkesin yolculuğu biricik. yola düşüp görmek gerek.

sözün özü:
yoğun şekilde ilişkisel sorunlar yaşayan insanların red pill okuyarak bulacağı tek şey, üzülerek söylüyorum ki bir başka blue pill'dir."
eksisozluk.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
verdiği örnekler sabancı torunu, ali ağaoğlu, bilmem ne. alfalarmış, kadınlar bunlarla sevişiyorlarmış. yahu adamlar zengin zengin. danışıklı bu işler. kadının ayaklarında hermes terlik var, senin loser tayfa karşılayabilecek mi bunu? bir insanı olmadığı kılıfa sokmaya çalışmak ne demek? elbet patlar günün birinde.
0
nice tnetennba
(08.10.17)
adam harbi ali agaoglunu ornek vermis aq. adamin sinirsiz serveti var, kadinlarla sevismesini basari olarak gormemizi istiyo. hey allahim ya.
0
baldur2
(08.10.17)
dogru diyorsun, cevremde kiz bulamayan arkadaslara tavsiyede bulunayim o zaman, oglum zengin olsaniza ali agaoglu gibi, o zaman kizlar hayir demez. tabiiiiiiiiii olm manyak misin.
0
baldur2
(08.10.17)
adamlarda spor yapacak enerji, psikoloğa gidecek para yok diyorsun, çözüm önerin zengin olun mu? sen tavsiye verme arkadaşım.

zengin olunca "karı"lar kapında bitiyor ağbiii, alfa ol, zengin ol.

heyye.
0
nice tnetennba
(08.10.17)
Ne olup ne olmadığı, eksiği gediği madde madde yazılmış şurada:
eksisozluk.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
(5)

anlık yutkunma refleksi kaybı

cagdassalur
sıcak veya acı bir şeyler yediğimde \ içtiğimde daha sık olmakta. yutkunmanın nasıl yapıldığını mantıksal olarak bilsem de sanki o an boğazım felç geçiriyor gibi kaskatı oluyor ve yutkunamıyorum. normal zamanlarda nadir de olsa iyice sıkıntı olmaya basladı. bir şeyler yerken gene olacak mı diye geri
sıcak veya acı bir şeyler yediğimde \ içtiğimde daha sık olmakta. yutkunmanın nasıl yapıldığını mantıksal olarak bilsem de sanki o an boğazım felç geçiriyor gibi kaskatı oluyor ve yutkunamıyorum. normal zamanlarda nadir de olsa iyice sıkıntı olmaya basladı. bir şeyler yerken gene olacak mı diye gerilmekten fenalık geldi.

soru kısmı ise bunun sebebi nedir nasıl çözülür? doktorluk bişeyse kime gidilir?

teşkürler.
0
cagdassalur
(08.10.17)
Psikolojik de olabilir yutak girtlak veya ses telleriyle ilgili cok ciddi bir sorun da olabilir. Bir kbbciye gidin ve larongoskopi konusunda israrci olun
0
a summer day
(08.10.17)
Bana da oluyor o anlık şey nadiren de olsa. Doktorluk birşey yok, çok sıcak birşeyden büyük yudum alma. Belki de vücut gırtlağı korumak için bu refleksi geliştirmiştir ne belli.
0
dougsampson
(08.10.17)
Bende de son günlerde oluyor , arkadaş basıl tarif ettin, maşallah .
Ben psikolojik olduğunu düşünüyorum .
0
dunyatuhaf
(08.10.17)
Ayni durum bir yakinimda da mevcut. Doktorlara gore bir seyi yok, olay tamamen psikolojikmis. Ben de ayni sekilde dusunuyorum.

Yemek yerken kus gibi basini goge cevirip yutkunmaya falan calisiyordu, garip bi goruntu. Kendisi yemek konusunda sikintilari olan bi insan zaten, oyle her seyi yemez, yiyemez. Bence bu durum da tamamen yemek aliskanliklarindaki sikintinin farkli sekildeki bir yansimasindan baska bir sey degil.

Not: "kaynimda var" tadinda bir yazi oldu ama uzman yardimina basvurmak en dogrusu. Gecmis olsun.
0
aksiyom
(08.10.17)
a summer day+1
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(08.10.17)
(11)

Besteme yorum

i was made for you
https://goo.gl/PQibAQTamamını dinlerseniz sevinirim, birkaç değişiklik var sonda. Merak eden olursa, Logic Pro X ile kaydettim.
goo.gl

Tamamını dinlerseniz sevinirim, birkaç değişiklik var sonda. Merak eden olursa, Logic Pro X ile kaydettim.
0
i was made for you
(07.10.17)
dostum beste demişsin ama bunun adı şaheser. +1111
0
secrexv2
(07.10.17)
Ben melodiyi sevdim. 1:59 dan sonra gitar başladığında arka sesler biraz rahatsız etti, değişse veya olmasa mı acaba.
1:55 e de bi el atabilirsin belki, bi uyumsuzluk var gibi.
edit 1:29 ile 1:55 arasında
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
güzel olmuş :)
0
olabilir ya da olmayabilir
(07.10.17)
Beğendim
0
EasyTiger
(07.10.17)
Teşekkür ederim.

Gitar solosunun üzerine düşünmedim, bir kerede çaldım hoşuma gitti bıraktım, olmak zorunda değil.

Uyumsuzluk ister istemez oluyor. Sondaki solo hariç iki elektrik, bir akustik, bir bas gitar, bir piccolo var, hepsini tek tek kaydettiğim için zamanlamayı mükemmel yapmak zor.
0
🌸i was made for you
(07.10.17)
emeğine sağlık. tek tek kaydetmek zor ama yine de bi metronom çalışmasına ihtiyacın var gibi.
0
Bruce
(07.10.17)
Gitar solosu çok güzel olmuş, bence kaldırma. solo sırasında arkadaki sesler olmasa mı demiştim ben.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
Melodi yok moruq :)
0
nocturness
(07.10.17)
Fena degil ama bagimlisi olmazdim. Biri acsa sesi kapatmam ama kendim acip dinlemezdin.

Solo kisme ritme uyumsuz, ona bir ayar cekmelisin bence. Soloyu parcanin beat'ine uydurman lazim, senkronize gitmiyor ve bu sekilde kulak tirmalar. Bir de piccolo bozmus isi.
0
stavro
(07.10.17)
Bence çok güzel, ayrıca tek tek kayıt olduğundan yukarda söylenen kısımlarda uyumsuzluk olmuştur heralde ve böyle yapmak çok zorlamıştır onu da düşünerek eline sağlık diyorum:) ve evet gitar solosu tek kalsa daha güzel olur sanki.
0
pamuk helvalar cebe
(07.10.17)
Solo ritme uyumsuz değil, ritim de solo da 4/4, arkada melodi giderken karışık gelmiş olabilir evet o arpeji susturabilirim.
0
🌸i was made for you
(08.10.17)
(1)

küçük tuvalet eğitimi

dickens
İyi aksamlar arkadaşlar.Pansiyonlu bir okulda belletmenlik yapmaktayim ve maalesef pansiyonda ilkokul birinci sınıf öğrencileri kalıyor. Bu öğrenciler sabah kalktıklarında üzerlerinde ne varsa ıpıslak bir şekilde uyanıyorlar. Bu çocuklar için neler yapabiliriz? Not: daha önce rehberlik servisiyle gö
İyi aksamlar arkadaşlar.
Pansiyonlu bir okulda belletmenlik yapmaktayim ve maalesef pansiyonda ilkokul birinci sınıf öğrencileri kalıyor. Bu öğrenciler sabah kalktıklarında üzerlerinde ne varsa ıpıslak bir şekilde uyanıyorlar. Bu çocuklar için neler yapabiliriz?
Not: daha önce rehberlik servisiyle görüşüldü ve çocuklarla konuşulup, bilgilendirildi.


Şimdiden teşekkürler
0
dickens
(07.10.17)
Rehberlik servisi konuşmaktan başka bişi yapmadı mı?
Kuru kalkmaya teşvik olarak haftalık çizelge hazırlayıp kuru kalkılan günlere güneş çizdirebilirsiniz. Islak günlere yağmur yapmasınlar. Kağıtta sadece güneşler olsun. Oyun şekline döndürün, baskılayıcı, birbirlerini utandırma gibi şeylere meydan vermeden yapmanız lazım. Teşviğin en zorlanan çocuk için de geçerli olması lazım.
En çok kuru kalkanı da belirlemeyin, alkışlatmayın. Herkes kendi kağıdından kendi durumunu izleyecek şekilde yapın. Kendi durumlarını düzelttikçe sevinsinler.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
(6)

"proteinsizlik yüzünden hep bunlar" argümanı neye dayanıyor?

nickalangeronimo
yani ne zaman tuhaf bir olay olsa ya da toplumun sağduyudan uzak davrandığı görülse birileri çıkıp "et yememekten", "e tabi protein alamıyor ki sadece karbonhidrat" vs diyerek ortaya atılıyor. bunun bir temeli var mı yoksa bunlar hep şehir efsanesi mi?
yani ne zaman tuhaf bir olay olsa ya da toplumun sağduyudan uzak davrandığı görülse birileri çıkıp "et yememekten", "e tabi protein alamıyor ki sadece karbonhidrat" vs diyerek ortaya atılıyor. bunun bir temeli var mı yoksa bunlar hep şehir efsanesi mi?
0
nickalangeronimo
(07.10.17)
Protein vücudun tüm yapıtaşını oluşturuyor, yağlarla birlikte her hücren proteinle inşa ediliyor, protein yeterli miktarda alınmayınca tüm sistem yavaşlıyor ya da çökmeye başlıyor, buna ikame edecek bir başka madde yok. Karbonhidratsa sadece enerji veriyor, başka bir olayı yok, onun yerini tutabilecek maddeler var. Yani karbonhidrat yoksa ölmezsin ama protein yoksa (Bağışıklığın çökmesi vs. ) ölürsün. Kısaca böyleyken böyle.
0
angelus
(07.10.17)
Temeli var.

Edit: Protein eksikliği seratonin, dopamin, adını hatırlayamadığım diğer önemli hormonları olumsuz yönde etkiliyor.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
evet hücreler proteinle inşa ediliyor ama sinir hücreleri bir yaştan sonra yapılmıyor sonuçta. yani proteinsiz kalıp hasta filan olsak da zekaya etki etmesi beklenen bir şey mi?
0
🌸nickalangeronimo
(07.10.17)
Et demek sadece protein demek değil. Kırmızı et B12 vitamini açısından zengin. Bende B12 vitamini eksikliği var. Bu öyle saçma bir şey ki, ağzında aft çıkınca hayat kaliteni düşürüyor. Kimi insanda unutkanlığa yol açıp, kişiyi dağınık bir ruh haline sokuyor. Kimisinde yorgunluğa sebep oluyor. Sadece protein değil, vitamin ve mineral eksikliği bile çok ciddi sorunlara neden olabiliyor. Et besin olarak değerli olduğu için insanların her şeyi ete ve dolayısıyla proteinlere bağlaması son derece normal.
0
dissendium
(07.10.17)
O biraz B-12 eksikliğiyle ilişkilendirilen bir durum.
0
angelus
(07.10.17)
kısacası sen fakirsin et yemiyorsun karnını doyurmak için ekmek yiyorsun o yüzden beynin az gelişmiş anlamındaki bu hakaret, biraz temele dayanır. et yemenin faydası üzerine...
0
gotic
(08.10.17)
(1)

buzluktan cikan tavuk

mertillopasha
cozulsun de aksam yerim diye dusundum ancak yemek yapmaya usenince disaridan soyledim. marine edip buzdolabina geri koysam yarin aksama kadar bozulur mu? yoksa riske atmayip pisirip dolapta mi saklasam?
cozulsun de aksam yerim diye dusundum ancak yemek yapmaya usenince disaridan soyledim.

marine edip buzdolabina geri koysam yarin aksama kadar bozulur mu? yoksa riske atmayip pisirip dolapta mi saklasam?
0
mertillopasha
(07.10.17)
Bence pişir.
Pişirmeye halin yoksa marine sosuna mutlaka sarımsak ekle.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
(2)

Beyazlar hangi programda yıkanır?

patos64
Arkadaşlar yeni makina aldım da, gömlek ve atlet atacağım, pamuklu var sentetik var işte bu tarz seçenekler var, hangisiydi onun adı?
Arkadaşlar yeni makina aldım da, gömlek ve atlet atacağım, pamuklu var sentetik var işte bu tarz seçenekler var, hangisiydi onun adı?
0
patos64
(07.10.17)
Gömlekler sentetikte yıkanır 40 derece yeterli hem yıpranmamış olur hem de fazla buruşmaz.
Atlet vs. Pamuklu Beyaz iç çamaşırlar 60-90 derecede yikayabilirsiniz.
Hayırlı olsun.
0
Yalcin
(07.10.17)
Çamaşırın kirine bakarak program seçmek daha akıllıca olur.
Pamuklu en uzun programdır yüksek ısıda ve iyi yıkar. Çamaşırların arasında sentetik naylon esaslı parçalar varsa bozulabilir veya en azından ütü zor olur. Çamaşırlar günlük giyip çıkarılmışsa daha düşük ısıda ve kısa programda yıkayabilirsin hem ekonomik olur hem çamaşır boş yere yıpranmamış olur.
Arada sentetik varsa ve çamaşırlar kirliyse pamuklu seçip ısıyı 40-50 dereceye getirebilirsin.
Sentetik otomatik olarak daha düşük ısıda yıkar yüksek ısıya izin vermez.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
(13)

"komşusu açken tok yatan bizden değildir"

rahip janick
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir" Muhammedbir de:"İlk taşı günahsız olanınız atsın"Jesus M'fukin Christkafası kesilesi bir kafir olarak bu iki cümle benim çok hoşuma gidiyor. tam olarak "hayat felsefesi yapılası" değil de, insanı iyiliğe ya da kendini sorgulamaya sevk eden cümle, söylem öner
"Komşusu açken tok yatan bizden değildir"

Muhammed

bir de:

"İlk taşı günahsız olanınız atsın"

Jesus M'fukin Christ

kafası kesilesi bir kafir olarak bu iki cümle benim çok hoşuma gidiyor. tam olarak "hayat felsefesi yapılası" değil de, insanı iyiliğe ya da kendini sorgulamaya sevk eden cümle, söylem önerisi olan var mıdır?

edit: üzerime aforizma atın

edit 2: din adamları ya da benzeri şeylerden olmak zorunda değil.
0
rahip janick
(07.10.17)
Akıl, akıldan üstündür.
0
diffarentiationation
(07.10.17)
"Ruhunu kaybeden dünyayı kazansa ne çıkar?"
0
harvey
(07.10.17)
Baska birisi yapabiliyorsa ben de yapabilirim.
0
crown
(07.10.17)
Fırsat bulduğu her an kendi elleriyle kahve yapıp ikram eden suriye türkmeni bir amca söylemişti :
İyilikten iyisi yoktur.
0
1adam
(07.10.17)
Din adamları üzerinden istiyorsan

İşçinin hakkını teri kurumadan verin.

Sabaha kadar aç yatıp kılıcına davranmayanın aklından şüphe ederim.
0
erci
(07.10.17)
"Nasıl düşünüyorsam öyle varım"
Ben
Yıllardır sorguladığım ve karşı durduğum Descartes sözü -> Nöroloji (bilim aslında) + deneyimlerim
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
İki kişilik toplumda bile hayat basit olanın seviyesinde gider.
Bu da benim sözüm. as per: deneyim
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
insan gemi gibidir. alanlar batacaktır, verenler ise yükselir.
---
bilseydi, yapmazdı.
(bu iki kelime o kadar önemli ki benim için. kötü/yanlış yapan bir insanın o şeyi cehaletinden yaptığını ve doğrusunu bilseydi yapmayacağını düşünüyorum ben.)

hz muhammedin'in o sözü çok önemli. müslüman olduğunu sanan çoğu kişi bu cümleyi idrak edememiştir. dikkat edin, komşusu açken diyor, müslüman komşusu demiyor. ciddi bir sosyalizm öğretisinin özetidir bu cümle.
0
dahinnotha
(07.10.17)
@camussar ilkinin isa'ya ait olduğunu bilmiyordum. bakacağım ona bir. ilk defa duydum ama bunu.
0
🌸rahip janick
(07.10.17)
"The only absolute knowledge attainable by man is that life is meaningless." --> Tolstoy.

"My views on religion are the same. I feel it's a pleasant fantasy for people to try and mollify the pain of the reality of existence." --> Gerçek hayatta Woody Allen.

"You use sex to express every emotion except love." --> Bir filmde Woody Allen.

"It’s the poignancy of life, and not only do we have to embrace its meaninglessness, and celebrate life because it has no meaning." --> Bir Woody Allen karakteri.

“Happiness makes up in height for what it lacks in length.” --> Robert Frost.
0
i was made for you
(07.10.17)
adalet kıstasım

''Fırat''ın kenarında bir kuzuyu bir kurt kapsa kuzunun hesabını Allah, Ömer'den sorar.''
0
blue eyes white dragon
(07.10.17)
@camussar eğer kaçırmadıysam burada sadece "komşunu sev" diyor ve bunun üzerinden gidiyor. ben direkt olarak "komşusu açken tok yatan bizden değildir." gibi veciz bir seyler arıyordum.
0
🌸rahip janick
(07.10.17)
"Nasihatçı olarak ölüm kâfidir."
0
mslny
(07.10.17)
(6)

yüzüme kese yapayım mı?

centrolenidae
yaklaşık 10 gündür sivilce ve izleri için krem kullanıyorum. derim kurumaya ve pul pul olmaya başladı. nemlendirici kullanıyorum ama etkisi geçici oluyor. bu soyulan deriyi atmak için kese kullansam bi zararı olur mu acaba? sivilcelere böyle işlemler yapmamak gerekiyor diye biliyorum dağıtmamak için
yaklaşık 10 gündür sivilce ve izleri için krem kullanıyorum. derim kurumaya ve pul pul olmaya başladı. nemlendirici kullanıyorum ama etkisi geçici oluyor. bu soyulan deriyi atmak için kese kullansam bi zararı olur mu acaba? sivilcelere böyle işlemler yapmamak gerekiyor diye biliyorum dağıtmamak için. ama sanırım kremden dolayı sivilceler cildimin altında beze şeklinde kalıyor, sıkılacak şekle gelmiyorlar.
0
centrolenidae
(06.10.17)
yapma.
0
secrexv2
(06.10.17)
yapma bonobo götüne döner yüzün.

yaptım oradan biliyorum.
0
zoque
(06.10.17)
No, never.
0
manuel mandalina
(06.10.17)
yapma.
0
i m cool with that
(06.10.17)
Hangi kremi kullandığınızı bilmiyorum. Ama ben gözenekleri düzeltmek için imex krem kullandığımda benim de yüzüm pul pul dökülüyordu, kepek kepek oluyodum. Yumuşak hareketlerle keseledim ben haftada bir, öyle hatır hutur girişmedim hiç suratıma. Bi zarar görmedim ben
0
umutsuzevjınıkı
(06.10.17)
Banyodan sonra yüzünü kurulamadan zeytinağı sür. Hem nemlendirir hem besler hem pulları yumuşatır daha kolay dökülürler.
Cildin zeytinyağını hemen hemen çekene kadar beklet hemen yıkama. Sonrasında ılık suyla sabunla. Tercihen el yapımı sabun olsun. Sabunluyken yumuşak erkek traş fırçasıyla hafif daireler çizerek yüzünde gezdir. Ölü derileri atar, varsa siyah nokta sorununa da faydası olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(07.10.17)
(5)

şu andaki = geçmişteki alım gücü

kibritsuyu
şu andaki 1000 liranın alım gücü, geçmişte hangi tarihteki 1000 liranın alım gücü ile eşitti? sormak istediğimi sorabildim mi bilmiyorum. bugün 1000 liraya alınabilen bir şeyin aynısını, geçmişte hangi tarihte yine 1000 liraya alabiliyorduk?örnek de vereyim net anlaşılsın, babam dedi ki "xxxx yılınd
şu andaki 1000 liranın alım gücü, geçmişte hangi tarihteki 1000 liranın alım gücü ile eşitti? sormak istediğimi sorabildim mi bilmiyorum. bugün 1000 liraya alınabilen bir şeyin aynısını, geçmişte hangi tarihte yine 1000 liraya alabiliyorduk?

örnek de vereyim net anlaşılsın, babam dedi ki "xxxx yılında ilk arabamı 69.000 liraya aldım". şimdi aynı sınıfta bir araba yine 69.000 ise aradığım o. genel olarak xxxx yılındaki fiyat ile bu tarihteki fiyat aynı diyip, o dönemdeki bazı şeyler için fiyat karşılaştırması yapmak istiyorum.

hangi tarih daha yakındır bu istediğime?
0
kibritsuyu
(06.10.17)
merkez bankasının sitesinde enflasyon hesaplayıcısı var, ordan bakabilirsin bence:)
0
lorenz egrisi
(06.10.17)
öncelikle o dönemdeki fiyatın üstüne gelen enflasyonlar sonrası 6 adet sıfırın silindiğini göz önünde tutman lazım. yani şu andaki 30.000 lira o dönem için aslında 30.000.000.000 lira demek oluyor. bu şekilde değerlendirdiğinde aynı fiyat gibi bir durum ortaya çıkamaz. yani alım gücü eşitti varsayımı hatalı olur.

karşılaştırma yapmak için merkez bankası ama tabi :)
0
re noreno
(06.10.17)
şu andaki 30.000 lira, o dönemdeki kaç lira değil. o dönemdeki 30.000 liranın, şimdiki dönemde yine 30.000 lira (yani eski parayla 30 milyar lira)ya denk geldiği tarihi soruyorum. "alım gücü" tabiri hatalı olabilir. denkliği bulmaya çalışıyorum.

enflasyon hesabından 1974 yılının o civarda değer verdiğini görüyorum.
0
🌸kibritsuyu
(06.10.17)
şurada bazı fiyatlar var.
blog.milliyet.com.tr

1976-77 deki asgari ücret şimdikine yakın.
www.alomaliye.com

74 sonrası buğday ve benzin fiyatları belki faydası olur.
www.budakdoganca.com
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.10.17)
1974 doğru cevap.
www3.tcmb.gov.tr
şu hesaplayıcıdan 1974 ve 2017 seçererk görebilirsin.
0
sckxyss
(06.10.17)
(4)

İlaçta katkı payı miktarını öğrenme

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Sgk ödemeli ilaç alınca eczanenin aldığı tutarları / oranları öğrenebileceğim bi yer var mı?
Sgk ödemeli ilaç alınca eczanenin aldığı tutarları / oranları öğrenebileceğim bi yer var mı?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.10.17)
turkiye.gov.tr.

Buradan bakılıyor.
0
secrexv2
(06.10.17)
E devlette maaştan kesilenler görülüyor. Eczanenin aldığını soruyorum.
Eczane aynı kişiden bazen hiç almıyor bazen alıyor durumu var.
Aynı ilaç için bi keresinde almadı başka zaman aldı. Anlam veremedim. Eczane evimin dibinde, komşu yani. Sohpetimiz var emin olmadan bişey demek istemedim.

İlacı eksik söyledi bir de. 4 kutu olduğunu biliyorum 3 kutu dedi. Birini verdi ikisini getirtecekmiş. Kızın kafası karışık olabilir diye o anda bişey demedim ben de yorgundum epeyce. Eve gelip dinlenince 54.61 lira tutarlı reçete için 24 tl alması, 4 kutu ilaca 3 kutu demesi tuhaf geldi.

Sgk sitesinde kurumdan maaş alanların maaşlarından kesilir ve oran için de %10 diyor. Başka listeler/ durumlar mı vardır anlamadım buraya sorayım dedim.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.10.17)
Muayene parasini da kesiyolardir.
Doktor sisteme 3 kutu girip receteye 4 yazdiysa ondan 3 demis olabilir. Devlet oarasiz sadece 3 kutu veriyodur, digerini kendin odemen gerekiyodur vs.

Bir de devlet odeme miktarlarini vb degistiriyor, katki paylari degisebiliyor filan. Ondan olabilir
0
kuehles blondes
(06.10.17)
Sistemde 4 adet görünüyor e-nabızdan baktım. Zaten artık reçete vermiyorlar reçete numarası veriliyor.
Aynı ilacı daha önce de 4 adet olarak aldım hiç para vermedim.
Muayene parası 9 tl imiş. Onu düşsem bile normalin iki katı kadar fark var.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.10.17)
(10)

Ekmek fiyatı

hayat aklini konusacak bir filozof uret
Yaşadığınız yerde 250 gr beyaz ekmeğin fiyatı ne?
Yaşadığınız yerde 250 gr beyaz ekmeğin fiyatı ne?
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.10.17)
pardon 1.25 lira.

2.5 lira olan çiftli diye satılan ekmek.
0
blue eyes white dragon
(06.10.17)
1
0
glamdr1ng
(06.10.17)
Normal ekmek 1.25 francali 3
0
all girls dream
(06.10.17)
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Ekmek 60 kuruş.
Fırınlarda 1 lira
0
teknikekip
(06.10.17)
bir fırında 1.25,
diğerinde 1 TL
0
€xpolerer
(06.10.17)
1,5 tiel

evet paris'te gibi pahalı yaşıyor olduğum doğrudur.
0
demirr
(06.10.17)
1.50 ? Neresi orası?
@teknikekip,
İzmir'de her yer aynı değil. 1 lira olan bölge var, 1.25 olan bölge var. 75 krş olan bölge de olabilir çünkü ekmek bizim burada 1 lirayken 50 krş ve 75. krş olan bölgeler vardı.

Bizde (İzmir ksk) 1.25
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(06.10.17)
beylikdüzü - 1,25 TL
0
himmet dayi
(06.10.17)
1.25 Suadiye
0
since1907
(06.10.17)
@hayat aklini konusacak bir filozof uret

Kent ekmek her yerde yok sanırım. Orada 60 krş.
Bim'de 75 krş.
Fırınlarda düzeltiyorum 1.25 TL.
0
teknikekip
(10.10.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.